Viyana Otelleri | uygun oteller
uygun oteller: Viyana Otelleri

5 Temmuz 2009 Pazar

Viyana Otelleri

Viyana



Avusturya’nın saygıdeğer başkenti artık görkemli geçmişiyle övünmüyor, ama onları bir kenara atmış da değil. Viyana, orta Avrupa’nın romantik geleneğinde demlenmiş eski dünyalı zarafetin parıltısıyla yıkandığı yılların ardından, hayata daha farklı bir gözle bakıyor. Taze, genç ve yenilikçi bir nesil kıpırdanmakta ve şehirlerini modern bir anlayışla yeni Avrupa’ya taşımaktadır. Parlak krom ve camdan yapılmış olan Haas-Haus 1990 yılından beri Stephansdom’un (Aziz Stephanos Katedrali) tam karşısında durmaktadır. Eskiye özlem duyanlar bile, çok sevdikleri 850 yıllık kiliselerinin, çatı restorandan görünen muhteşem bir manzara yarattığını kabul etmek zorunda kaldılar.


Eski ve Yeni

Endişelenmeyin, eski dostlar hâlâ buradadır. Johann Strauss’un valslerini hâlâ duyabilirsiniz –boz bulanık Tuna Nehri için bir tek o mavi diyebilir– ve hediyelik CD seti olarak hepsini evinize götürebilirsiniz. Sachertorte çikolatalı pastası öğleden sonra kahveniz için hâlâ eşsiz bir refakâtçidir. Tabii siz, geleneksel kremalı Viyana kahvesi ya da koyu bir espresso tercih edebilirsiniz. Muhteşem, beyaz Lippizaner atlarının, İspanyol Binicilik Okulu’nda yaptıkları gösteriler muhteşemdir. Melon şapkalı, tıknaz ve neşeli bir sürücünün eski moda Fiaker at arabasıyla, şehirde gezmek de çok zevklidir; böylece şehirde, her biri gittikçe daha fazla ışıldayan Habsburg imparatorluk sarayını, aristokrat malikânelerini ve Barok kiliseleri görme fırsatı bulabilirsiniz. Havaalanına limuzinle giderken, şoförün, Fiaker sürücüsünün kardeşi olma ihtimali yüksektir. Opera’da, kendinizi, Mozart’ın Don Giovanni’si –ya da onun kalbini kazanan güzellerden biri– olduğunuzu hayal edebilir, daha sonra geç bir vakitte, Viyana ormanlarının kıyısında, bir kadeh beyaz şarap içip olağanüstü duygusal bir şarkı dinlemek için Heuriger şarap evlerine gidebilirsiniz.

Aslında biraz eski moda bir yaklaşım olsa da, Viyana’nın dinamik nesli, şehrin mirasıyla gurur duymaktadır. Eski, büyük kahvehaneler büyük bir zevkle onarılmış, sanatçılar, yazarlar, düşünürler ve hayalciler de, TV yapımcıları ve reklamcılarla iç içe geçmiştir. Viyanalı moda tasarımcıları, zamanın eskitemediği, kış rüzgârlarına karşı hâlâ mükemmel bir malzeme olan sıcacık, yünlü Loden kumaşından, geleneksel zeytin yeşili ceketlere, uzun eteklere ve mantolara göre daha yenilikçi bir kesim ve parlak renkler yaratmışlardır.

Saygıdeğer Burgtheater (Ulusal Tiyatro), Thomas Bernhard gibi önemli yazarların devrimci prodüksiyonları yüzünden sık sık eski sakinlerinin keyfini kaçırmaktadır. Adı saygıyla anılan Kunsthistorisches Museum’da (Sanat Tarihi Müzesi) eserleri sergilenen Avrupalı büyük ressamlar, Habsburg İmparatorluğu’nun şahane koleksiyonunun heybetini yansıtmaktadır: Brueghel ve Rembrandt, Tiziano ve Raffaello, Poussin, Velázquez ve Dürer. Fakat Viyana aynı zamanda 20. yüzyıl ustalarıyla da ünlüdür: Klimt, Schiele ve Kokoschka Belvedere Sarayı’nda, avangard sanatçılar da şehir merkezindeki galerilerde sergilenmektedir.


Doğu ve Batı

Batı ve Doğu Avrupa uygarlıklarının bir kesişme noktası olarak Viyana’nın tarihi rolü, Doğu blokunun çökmesi ve Avusturya’nın 1995 yılında Avrupa Birliği’ne girmesiyle yeni bir anlam kazanmıştır. New York’tan çok önce farklı milletlerden insanların kaynaştığı bir şehir olan Viyana, her zaman basit ulusal bir etikete karşı çıkmıştır; bunu görmek için telefon rehberindeki isimlere bakmak yeter. Viyana, Habsburg İmparatorluğu’nun başkenti olarak sadece Slav ve Macarların değil, Almanların, İspanyolların, İtalyanların, hatta Hollandalıların da evidir. 1938’den önceki Viyana’da esaslı bir güç olan Yahudiler de, ülke kültüründe –Sigmund Freud, besteci Gustav Mahler, oyun yazarı Arthur Schnitzler ve pek çokları– ve ailelerini çirkin Nazi geçmişiyle yüz yüze getiren yeni neslin ağır ağır uyanan bilincinde, iz bırakmışlardır. Günümüzde azımsanamayacak sayıda, sakin ve zengin Ruslar kadar; Polonyalılar, İtalyanlar, Türkler, Hırvatlar ve eski Yugoslavya’dan bütün diğer etnik gruplar iş gücüne katılmışlardır. Dil tabii ki Almancadır fakat kentin mutfağı gibi, nüfusunu oluşturan çok sayıda etnik grup, Viyana’ya has bir üslupla kaynaşmıştır.

Şehrin 18. yüzyıl cazibesi ve 19. yüzyıl debdebesinin büyük kısmı, II. Dünya Savaşı bombalarının, savaş sonrası inşaat spekülasyonlarının ve modern kirliliğin yarattığı hasarlardan kurtarılmıştır. Innere Stadt’ı (İç Kent, Birinci Bölge) çevreleyen, kenarlarına ağaçların dizili olduğu Ringstrasse, geniş Paris bulvarlarından farksızdır. Her anlamda şehrin kalbi olan Innere Stadt, Barok sarayları, zarif mağazaları, kahvehaneleri, ünlü Burgtheater ile Staatsoper ve Stephansdom’un etrafına labirent gibi dolanmış dar ortaçağ sokaklarını kucaklamaktadır.

Ringstrasse’nin dışında şehir, 22 bölgeye yayılmıştır. Şehir sınırları içinde parklar, hatta çiftlikler ve üzüm bağları vardır. Viyana dinlenmek için pek çok alana sahip bir şehirdir. Kırsal görüntüsüyle, benzer büyüklükteki modern şehirlerin aksine, Viyana, hayata karşı olabildiğince tasasız bir tavır sergilemeyi tercih eder.

Şehrin dingin atmosferi ziyaretçileri çoğunlukla şaşırtmaktadır. Viyanalılar hâlâ eski günlerdeki incelikler için vakit ayırmaktan hoşlanırlar. Mağaza sahipleri, yasal olarak yıllar önce yok olmuş olsa da, eski müşterilerini aristokratik isimlerle çağırmayı tercih ederler. Son dönem sosyal yenilikler, genel olarak Viyana’da popüler olsa da, kent sakinleri değerleri konusunda son derece tutucudurlar. Viyanalıları siyasi olarak tanımlamak her zaman kolay olmamıştır. Önce Habsburg İmparatorlarını, daha sonra da Napoléon’u alkışlamış, I. Dünya Savaşı’ndan sonra cumhuriyetçi dönemi karşılamış ve ardından Hitler’i selamlamışlardır.

Daha sonra demokrasiyi de beğenmişlerdir. Bu yönetim biçimi, hayatı fazla dert etmemek anlamına gelen, efsanevi Gemütlichkeit’ı da desteklemiş gibi görünmektedir. Bu, Viyanalılara has cazibenin bir parçasıdır, fakat aynı cazibe Wiener Schmäh (Viyanalı istihzası) olarak bilinen, kimi zaman kötü niyetli olabilen bir alaycılığın fısıltılarıyla bilenmiştir. Bu tavır, yeni yüzyılda başarılı olmak için Viyana’nın hiçbir zaman ağırdan almaması gerektiğini bilen genç nesil tarafından yaratılmıştır.

0 yorum:

About me

Şarkı Sitesi