Kinaliada Pansiyonlar/İstanbul Pansiyonları | uygun oteller
uygun oteller: Kinaliada Pansiyonlar/İstanbul Pansiyonları

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Kinaliada Pansiyonlar/İstanbul Pansiyonları

kinaliada pansiyonlar



Kınalıada adını, ada toprağının kızıla çalan renginden alıyor. Artık pek bu rengi görmek mümkün değil; ama Kınalıada’ya yaklaşırken, neredeyse adayı çepeçevre saran kumların rengini hemen görüyorsunuz. Bir de tabii adanın güzelliğine pek de yakışmayan televizyon vericilerini.

Kınalıada’ya ulaşmanın en kolay yolu, Sirkeci ve Bostancı’dan kalkan şehir hatları vapurlarına binmek. Yaklaşık bir buçuk saatte bir olan vapurları kaçırırsanız, Kınalı’ya giden motorlara binebilirsiniz.

Kınalıada, İstanbul’a en yakın ada. Bu yüzden eski adı da ilk anlamına gelen Proti’ymiş. Gerçekten de Bostancı’dan vapura bindikten 25 dk. sonra, Kınalıada’nın plajlarındayız.

Kınalıada demek, plaj, deniz ve güneş demek. Diğer adalardan çok daha uzun plajları var, Kınalı’nın. Ama tesis pek fazla değil. Sanki, ada halkı da dışardan çok fazla ziyaretçi gelsin istemiyor gibi. Bir tek, Ayazma Plajı’na kurulu Kamos tesisi var.

Kınalıada, trafikten uzaklaşmanın tek yolu; çünkü burada, adalarla özdeşleşen fayton dahi yok. Tek alternatifleriniz, yürüyüş ya da bisiklet. Ya da eğer beklerseniz iskelenin önünden kalkan belediye minibüsleri.

İskeleye indiğinizde eğer şanslıysanız, belediyenin minibüsünü yakalayabilirsiniz. Ama bu sadece, gidişte söz konusu. Dönüşü yine, yürüyerek yapmanız gerekiyor. Kısacası, Kınalı’ya gelince yürümeyi göze almak gerekiyor. Tabii vaktinizi tamamen iskele civarında geçirmeyi planlamıyorsanız ya da iskelenin solundaki bisikletçilerden kendinize uygun bir tane seçmediyseniz.

Biz minibüse atlayıp, adanın tek tesisi sayılabilecek, Ayazma Plajı’na doğru yol alıyoruz.

Yolda dantel gibi işlenmiş birkaç ev dışında, diğer adalardaki gibi, pek fazla tarihi bina yok. Daha çok yeni binalar var, hep etrafta; ama çiçekler içinde yine de gezmeye değer, Kınalı Sokakları.

Minibüs sizi, adanın tam arkasındaki Ayazma-Kamos tesislerinin tam önüne kadar getiriyor. Haftasonları ise, daha keyifli bir seçeneğiniz var. Buraya, tekneyle gelmek. Sonra ister denize, ister havuza girersiniz.

Ayazma Kamos Tesisleri’ne giriş haftaiçi 10, haftasonu 15 milyon. Hem Kınalıadalılara hem de dışardan gelenlere hizmet veriyor tesis.

Genelde Ayazma’ya gelenler memnun. Ada olduğu için, zaman zaman her aradığınız yiyecek içeceği bulamayabilirsiniz. Bir de minibüsü kaçırırsanız, uzun ve yokuşlu bir yürüyüş sonunda buraya ulaşıyorsunuz. Ama otomobilden, trafikten uzak olmak, bunlara değer gibi geliyor. Çünkü Kınalı’nın havası bir başka temiz.

Ayazma Koyu’nda, Kamos tesislerinin yanında, bir de halk plajı var. Ama şezlongları ve şemsiyeleri ile diğer tesisleri pek de aratmıyor.

Ayazma’dan çıkıp, daha tepelere doğru yöneliyoruz. Toprak bir yokuş var önümüzde. Galiba biraz daha serin; bir günde gelmek lazım, Kınalıada’nın tepelerine.

Kınalıada’nın en yüksek tepesine kurulu Hristos manastırı, Bizans İmparatoru Romen Diyojen’in sürgün yıllarında yaptırdığı bir manastır. Zaten imparatorun mezarı da manastırın önünde. Yalnız buraya, 15 dk’lık bir yokuştan çıktıktan sonra vardığınızı da hatırlatalım.

Tarihte hep sürgün için gelinmiş adalara… Kalan tarihi binalar da hep sürgün hikayaleri ile dolu. Romen Diyojen’in Hristos Manastırı, sadece cumaları halka açık, bunun dışında manastır özel izinle geziliyor. Bir de “Şu güzel manzaraya karşı oturacak, birkaç bank olsa burada” dedirtiyor, insana doğrusu.

Su Sporları Kulübü, Kınalıada’nın simgelerinden. Buradaki olimpik yüzme havuzu, her yıl birçok yarışa sahne oluyor.

Kınalıada Su Sporları Kulübü, üyelik sistem ile çalışıyor. Üyelerin yanında, misafirler de tesisten yararlanabiliyor. Su sporları yapan gençler, çoğunlukta; tabii kulüpte.

Kulüp çıkışında kapıda şemsiyesi ile pırıl pırıl bir dondurma arabasını görünce, Dondurmacı Yücel’in yanına gidiyoruz hemen. Meşhur gül şeklindeki dondurmasını yapıyor, bize.

“Gerçek meyvelerden, eski usulde yaparım dondurmamı” diye anlatıyor, Dondurmacı Yücel.

Dondurmamızı yiyerek, tekrar iskeleye doğru ilerliyoruz. Kınalı’nın en eski lokantası Mimoza, tam denizin üstünde.

İskelenin solundaki son derece modern olarak inşa edilmiş “Camii”yi görmeden dönmeyin.

Biz, bir de dönmeden Kınalı’nın çarşısına girelim diyoruz. Esnaf da biraz pahalı olduğunu kabul ediyor, Kınalıada’nın.

Bir yandan motorcular müşteri toplamaya çalışırken; bizim vapur da iskeleye yanaşıyor.

Kınalıada’da kalacak hiçbir yer yok. Bu yüzden akşam olunca, ya son vapuru kaçırmadan şehre dönmek, ya da diğer adalara gitmek gerekiyor.

Adaların en küçüğü, İstanbul’a en yakını ve üzerindeki televizyon yansıtıcıları ile “görüntü” açısından en “kirli” olanı.

kinali1 Kınalıada İstanbulSayfiye olarak kullanılan adaların en küçüğü olan Kınalıada, yaz aylarında müthiş bir ziyaretçi akınına uğrardı.

İstanbul’a en yakın ada olması nedeniyle, vapurla bölgeye gelenler, serin sularla bir an önce kucaklaşmak için sabırsızlanırlar ve vapurun yanaştığı ilk iskelede kendilerini atarlardı.

Marmara, temiz bir deniz olduğu zaman durum böyleydi. Şimdi ise adalılar bile deniz yerine, kulüplerinin veya evlerinin havuzlarında serinlemeyi tercih ediyor.

Ziyaretçi sayısı azalsa da, ada yine farklı… Amaç adaya gelmek, deniz bahane. Vapurlar eskisi kadar olmasa da yine kalabalık…

Kınalıada’da fayton yok. Aslında olmasına gerek de yok. Çünkü bir ucundan, diğer ucuna en çok 20-25 dakikada ulaşmanız mümkün. Yine de üşengeç ziyaretçiler için Ayazma Plajı’na yaz aylarında motor çalışıyor.

Bütün yollar aynı yere çıkar

kinalimap Kınalıada İstanbulİskelenin tam karşısındaki ikiz Sirakyan evleri, adanın mimari özellik ve güzellikteki tek yapısı. Sol taraf balıkçı barınağı ve çay bahçelerine uzanıyor. Sağ tarafta ise plaj var. Adanın arkasına geçmek için en pratik yol doğru karşıya geçmek, tepeyi tırmanmak ve Hıristo Manastırı’nın bulunduğu yeşil çayırı aşıp Ayazma Plajı’na inmek.

kinali2 Kınalıada İstanbulGerçi sağ taraftaki yol da sizi menzile götürür ama biraz dolambaçlıdır. Üstelik mahalleler arasından çamlığa çıkan ilk yol sessizliği ile sizi büyüler. Tabi yokuş tırmanmaktan yana sıkıntınız yoksa…

Diğer adalara göre daha sarp yamaçlardan ve küçük koylardan oluşan kıyı şeridi ile çok sayıda insanın aynı alanı paylaşabilmesine izin vermez. Buna en uygun alanda da zaten Ayazma Plajı yer almaktadır.

Ayazma Restoran

KinaliAdaAyazma3 Kınalıada İstanbulBirkaç yıl öncesine kadar salaş bir kır kahvesi görünümünde olan Ayazma Restoran, ansızın silkindi ve “lüks” bir görünüme kavuştu.

KinaliAdaAyazma2 Kınalıada İstanbulBu da yetmemiş olmalı ki, dünün “kır kahvesi”, artık plajı, havuzu, saunası, barları, jimnastik salonu ile bir “tesis” olarak hizmet veriyor.

KinaliAdaAyazma1 Kınalıada İstanbul Yiyecek olarak hamburgerden balığa, kebaptan et ızgaraya kadarçeşit çok. Cuma ve cumartesi akşamları ise yemeğinizi canlı müzik eşliğinde yemeniz mümkün.

Tel: 0 216 381 69 13 – 0 216 381 61 95

0 yorum:

About me

Şarkı Sitesi