30 Ekim 2010 Cumartesi

Karşıyaka İzmir Hakkında Bilgi


İzmir Körfezi'nin kuzeyinde bulunan Karşıyaka, körfezi bir gerdanlık gibi süsler Eski Karşıyaka'dan günümüze eser kalmasa da, tarihi yalılarından hala ayakta olanları tüm görkemiyle sahil boyunca sizi karşılamaya hazır bekler Karşıyaka bir efsanedir aynı zamanda ve efsaneye göre Zeus'un; oğlu Tantalos'u Yamanlar Dağı'ndaki bir yarıktan içeri attırarak yarığı kapattığı söylenir Tantalos'un mezar kalıntıları da Bayraklı sırtlarındadırZeus'un Tantalos'u attığı yarığın ise, Karşıyaka'ya 24 kilometre uzaklıktaki Karagöl olduğu söylenir
Karşıyaka, bugünkü adını almadan önce Cordelio olarak anılırdı Haçlı ordularının baskınları sırasında Aslan Yürekli Richard'ın askerlerinin, komutanlarına olan sevgilerini göstermek için buraya "Cocur de Lion" adını verdikleri, Çakabey döneminde de "Karşı Sahil" anlamında "Karşı - Yaka" haliyle son şeklini aldığı söylenir


Karşıyaka, İzmir'in büyükşehir ilçelerinden biridir. İzmir Körfezi kuzey kıyısında yer alır. Yamanlar Dağı'nın eteği ile deniz arasında kalan kısımda şehir dokusu ile büyük ölçüde bütünleşmiş bir ilçedir. Yamanlar ve Sancaklı adlı bağlı iki köyü bulunmaktadır. İzmirin karşı yaka'sı olarak da bilinir ve şöyle bir şey vardır karşıdakiler gibi satılmış değildir,Karşıyaka Karşıyakalılarındır. İlçenin doğusunda Bornova, güneyinde Bayraklı, batısında Çiğli, kuzeyinde Menemen ilçeleri yer almaktadır.
Karşıyaka, 1865 yılında İzmir-Menemen demiryolunun hizmete girmesiyle yerleşime açılmış ve özellikle 1874 sonrasında İzmir merkez (Konak) ile vapur seferlerinin başlarılmasıyla gelişmiş bir yerleşim yeridir.
Karşıyaka Körfezin kuzeyinde yaklaşık 84 km lik bir alana yerleşmiştir. Rakımı 1-700 metre arasında değişir. İlçe nüfusu 2008 yılı itibariyle 524.891'di fakat 2008 tarihli belediye yasasıyla Bayraklı'nın ilçe yapılması üzerine Karşıyaka'nın halihazırdaki nüfusu 300.000 civarına gerilemiştir.
Karşıyaka, burada vefat eden Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın adıyla anılan ve sözkonusu tarihlerde Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın ailesi Uşşakizadelere ait olan ve yakın geçmişte bir anı evi olarak restore edilmiş köşk ve bunun dışında İzmir Levanten köşkleri tanımına giren birkaç tarihi yapı ile tanınır.

29 Ekim 2010 Cuma

İzmir Güzelbahçe Hakkında Bilgi




Güzelbahçe, İzmir Körfezi`nin güneyinde yer alır. İl merkezine uzaklığı 15 km`dir. Doğusunda Narlıdere; batısında Urla; güneyinde Seferihisar ve Menderes ile çevrelidir.

İlçenin yüzölçümü 110 km2`dir. 1 beldesi (Yelki) ve 3 köyü bulunmaktadır.

2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı`na göre toplam nüfusu 18.190`dır. Bu nüfusun 14.924`ü merkezde, 3.266`sı belde ve köylerde yaşamaktadır.

İlçede 9 İlköğretim Okulu, 5 Orta Öğretim Kurumu bulunmakta; 6151 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 449 öğretmen görev yapmaktadır.

İlçe merkezde 1 Adet Sağlık Grup Başkanlığı ve 2 Adet Sağlık Ocağı, 112 AYKİ (Acil Yardım Kurtarma İstasyonu),Yelki Beldesinde 1 Adet Sağlık Ocağı ve Çamlı Sağlık Evi tarafından saglık hizmetleri verilmektedir..

İlçe ekonomisi genelde tarıma dayalıdır.Seracılık, çiçekçilik,narenciye, zeytincilik ve balıkçılık önemli gelir kaynağıdır.

27 Ekim 2010 Çarşamba

Bornova İzmir Hakkında Bilgi

İçinde yaşadığımız Bornova İzmir’in bir ilçesidir. İzmir’le, yine İzmir’in bir başka büyük ilçesi olan Karşıyaka ile hemen hemen bütünleşmiş durumdadır. Son yıllarda Bornova’yı Konak’a bağlayan metro hattının işletmeye açılması bu bütünleşmeyi daha hızlı ve daha etkin kılmıştır. Bornova, İzmir’i Ege Bölgesine ve İç Anadolu’ya bağlayan yolların önemli bir kavşak noktasıdır. Bu, tarih içinde de böyledir. Nitekim İzmir’i Anadolu şehirlerine bağlayan, birkaç yönde gelişen yollardan biri İzmir - Pınarbaşı - Bornova güzergahını izleyerek Manisa’ya ulaşıyordur.

Bornova adı üzerine değişik görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan birincisi Lembos manastırı kayıtlarına göre buranın Pirino-baris adını taşıdığı, komşusu Baris (Bayraklı) ile birlikte idari bir birim oluşturduğu görüşüdür.( Doğer, 138 - 139 ) Diğer bir açıklamaya göre, denize doğru burun şeklinde çıkıntı yaptığı için BURUNVARİ denilmiş daha sonra XVI. yüzyılda da Burunova olarak adlandırılmıştır. XVII. yüzyılda OVA sözü yerine Farsça âbad konularak BURUN-ABAD biçimine sokulmuş ve daha sonra Burunova’dan bozulmuş olan BORNOVA adı yaygınlık kazanmıştır.(Kütükoğlu, 65)

Bornova’nın tarih öncesini araştırmak, Helenistik, Roma, Bizans dönemleri tarihine girmek bu bildirinin sınırları dışında kalmaktadır. Ancak şu kadarını belirteyim ki günümüzde çevrede yapılan kazı ve araştırmalar bölgemizin tarihin en eski dönemlerinden beri önemli bir yerleşme alanı olduğunu ortaya koymaktadır. Bornova’nın Selçuklu ve Beylikler dönemi hakkındaki bilgilerimizde oldukça sınırlıdır. Ancak Osmanlı kaynaklarıyla birlikte Bornova üzerine sağlıklı bilgilere ulaşabiliyoruz. Burada bu konuda öncelikle aslında İzmir’li olan ve İzmir tarihine çok değerli katkılarda bulunan Prof.Dr. Mübahat S. Kütükoğlu’nun adını minnetle anmak isterim. Şimdi emekli olan Prof. Kütükoğlu, İzmir’in Osmanlı dönemi tarihiyle ilgili çok büyük çalışmalara imza atmıştır.

Bornova İzmir'in metropol ilçelerinden biridir. Yamanlar Dağı'nın eteğinde, 380 kuzey enlem ve 270 derece boylam üzerinde yer alır. İzmir'e 8 km uzaklıkta ve İzmir Büyükşehir Belediyesi (Anakent) sınırları içinde bir ilçe merkezidir. 470.211 yerleşik ve 1.000.000 hareketli nüfusa sahip olan Bornova, köyleriyle birlikte 205 kilometrekarelik bir alanı kapsamaktadır. Kuzeyinde Manisa ili toprakları; doğusunda Kemalpaşa ilçesi; batısında Karşıyaka, Bayraklı ve Konak; güneyinde Buca ile çevrelenir. Belediye teşkilatı 1882 yılında kurulmuş, 1957 yılında ilçe haline gelmiştir. Yüzölçümü 224 km2’dir. Nüfusu 481.739'dur (2008).
Konu başlıkları [gizle]
1 Tarihi
2 Nüfus
3 Eğitim
4 Sağlık
5 Kaynakça
6 Dış bağlantılar


Tarihi


İsmi Osmanlı kayıtlarında Birunabad olarak geçmiş ise de, Farsça "dış, harici" anlamına gelen "birun" kelimesinin, genellikle yer isimlerinde bir özel isimle birlikte kullanılan "-abad" takısı (İslamabad, Haydarabad gibi) ile pek uyuşmaması, Birunabad'ın başka bir ismin tahrif edilmiş veya uyarlanmış şekli olabileceğini düşündürmektedir. İsmin başlangıçta "Burunova" şeklinde geçtiği de öne sürülmüştür.
Bornova'nın çekirdeği bugün Erzene mahallesi diye anılan mahallenin Hükümet Konağı'nın arkasında kalan ve eski adı Havuzbaşı olan kısmıdır. Tarihi 1800'lere varan iki katlı ve bahçeli Rum evlerine hala rastlanabilen (ve çoğu yenileme ve yeniden değerlendirilmeye muhtaç) Erzene, 1924 Nüfus Mübadelesi'nden sonra, önce Kavalalılar ve Giritlilerce iskan edilmiş, 1950 sonrasında da Yugoslavya göçmenlerini barındırmıştır. Ayrıca Erzene'nin yanıbaşında başlangıcından beri bir Roman mahallesi bulunmuştur. Kavalalılar, o dönemde tarım arazisi olan Bornova ovasında tütüncülükle, Giritliler sebze meyvecilikle, Yugoslavyalılar ise bölgedeki mensucat fabrikalarında işçilik yaparak Türkiye ekonomisine ilk adımlarını atmışlardır.
Bornova, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde ve özellikle 1865'de Halkapınar çıkışlı bir demiryolu hattının buraya uzatılmasıyla, İzmir'in zengin Levanten ailelerinin tercih ettiği bir yerleşim mekanı olmuştur. İzmir merkezinden daha ferah ve serin havası ve 1980'li yıllara kadar İzmir ile arasında varlığını sürdüren mandalina bahçelerinin nezih ortamı, İngiliz konsolosluğu rezidansının ve çoğu İngiliz kökenli pekçok ailenin muhteşem konaklarının Bornova'da inşa edilmesi sonucunu doğurmuştur (İtalyan ve Fransız kökenli Levantenler daha ziyade Buca'yı tercih etmişlerdir.)
Anekdotik bazda, Türkiye'deki ilk futbol maçı 1890 yılında İzmir'e gelen İngiliz denizcilerle İzmirli gençler arasında Bornova'da, ülkemizdeki ilk atletizm yarışmaları da 1895'de yine Bornova'da gerçekleşmiştir.
İzmir'in kurtuluş günü olan 9 Eylül 1922'de Türk ordusu İzmir'e Bornova'nın üst kısmındaki Belkahve Geçidi mevkiinden girmiş, Nif'te (Kemalpaşa) gecelediği 8 Eylül akşamının gecesinde muzaffer orduların komutanı Mustafa Kemal Paşa, Belkahve'ye çıkıldığında ayakların altında bütünüyle uzanan İzmir'i ilk kez buradan görmüştür.


Nüfus


2007 Nüfus Sayımı’na göre toplam nüfusu 476.153’tür. Bu nüfusun 470.211’i merkezde, 5.942’si belde ve köylerde yaşamaktadır. Nüfusu 2008 yılına göre 481.740'dir. Nüfus yoğunluğu 1771, 1990 sayımına göre nüfus artış oranı % 35.46’dır (1945 nüfusunun sadece 10 bin olduğunu da bu arada hatırlatmak gerekir). Bu baş döndürücü nüfus artışına rağmen Bornova'da gecekondulaşma yok denecek kadar azdır. Yaşam ömrünü tamamlayan eski yapılar, niteliklerine göre restore edilmekte ya da imar planları uyarınca yıkılmaktadır.

Eğitim

İlçede 77 ilköğretim okulu, 28 orta öğretim kurumu bulunmakta, 77396 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 3479 öğretmen görev yapmaktadır. İzmir'in en başarılı anadolu meslek liselerinden biri olan Bornova Kız Teknik Anadolu Meslek ve Meslek Lisesi de Bornova sınırlarındadır. Orta öğretim kurumları içinde başarılı bir kurum olarak Bornova Anadolu Lisesi bu ilçededir. 1966 yılından beri hizmet veren İzmir'in en meşhur liselerinden biri olan Suphi Koyuncuoğlu Lisesi de yine Bornova sınırlarında yer almaktadır. Ayrıca tüm Türkiye'den en başarılı öğrencilerin sınavla geldikleri, üniversite sınavlarının ve TÜBİTAK yarışmalarının en başarılı lisesi ünvanına sahip olan İzmir Fen Lisesi, Bornova'da Ege Üniversitesi kampüsünde bulunmaktadır.
Bornova, günümüzde hızla büyüyen bir yerleşim alanı ve bir üniversite kenti olmanın yanında, gelişmiş bir sanayi yöresidir. 1932 yılında Bornova Ziraat Mektebi'nin açılmasıyla çekirdeği oluşturulan ve İzmir’in ilk üniversitesi olan Ege Üniversitesi, Bornova’da kurulmuştur ve ana kampusü Bornova’dadır. Üniversite sayesinde Bornova 1960'lı yıllardan itibaren giderek öğrenci kenti olmaya başlamıştır.
2001 yılında da Yaşar Üniversitesi'nin Alsancak'taki kampüsünde eğitim öğretim hayatına başlamasından sonra ilk önce Bornova'da Yaşar Üniversitesi DYO Kampüsü, ardından da 2008 yılında yapımı biten ve Avrupa Standartlarını zorlayan görkemli Selçuk Yaşar Kampüsü eğitim öğretime başlamıştır. Ege Üniversitesi'nden sonra Bornova'da iki adet üniversite bulunması Bornova'nın merkezi ve genellikle Küçükpark etrafı öğrenci kampüsü haline gelmiştir. Kısacası Bornova, öğrenci merkezi olmuştur.

Sağlık

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin gelişmesi, Ege ve yurt çapında ün kazanması da Bornova'yı bir çekim merkezi haline getiren bir başka etkendir. Bugün ilçede, 1 devlet hastanesi, 1 tıp fakültesi hastanesi, 19 sağlık ocağı, 1 SSK dispanseri, 6 sağlık evi ve 1 verem savaş derneği hizmet vermektedir.
İki büyük askeri birliğin yanı sıra, İzmir-Ankara İzmir-Aydın ve İzmir-Çanakkale karayolu ağının merkezinde bulunması, 2000 yılında metronun Bornova'ya uzanması ve İzmir Santral Garajı'nın ilçe içinde konuşlandırılmış olması ve yakın çevresindeki iki hakim aksın (Kemalpaşa Ovası ve Işıkkent) sanayi bölgeleri olarak saptanması ve 4 sanayi sitesinin yerleşim alanı içinde bulunması Bornova'nın gelişimine bugün ve gelecekte etki yapacak unsurların başında gelmektedir. Bornova bu arada, Pınarbaşı, Çiçekli ve yakın köyleriyle İzmir'in akciğeri konumunu sürdürmektedir.
Bornova'nın yerleşim büyük ölçüde şehir dokusunun içindedir. Bu nedenle bağlı beldesi yoktur. 12 köyü bulunmaktadır.

26 Ekim 2010 Salı

Konak İzmir Hakkında Bilgi


Konak, İzmir Büyükşehir sınırları içerisinde yer alan merkez ilçedir. Kuzeyinde İzmir Körfezi ve Bayraklı, doğusunda Bornova, güneyinde Karabağlar ve batısında Balçova ilçeleri bulunmaktadır.
İlçenin yüzölçümü 69 km² dir. 2 köyü bulunmaktadır. Bağlı beldesi yoktur. İlçede 129 İlköğretim Okulu, 78 Orta Öğretim Kurumu bulunmakta; 155,462 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda, 7,144 öğretmen görev yapmaktadır.
İlçenin nüfusu 2008 yılı itibarı ile 1.500.409 'dur.
İlçede, 13 Hastane, 39 Sağlık Ocağı, 2 Sağlık Evi, 3 Verem Savaş Dispanseri, 7 Ana ve Çocuk Sağlığı Merkezi bulunmaktadır. Konak, İzmir’in yönetsel, sanatsal, kültürel ve ticari merkezidir.
9 Eylül 1922’de gönderine çekilen bayrak ile yalnız İzmir’in değil Türkiye'nin kurtuluşunun simgelerinden biri olmuş Hükümet Konağı Konak Meydanı’ndadır. Hükümet Konağı 1868-1872 tarihleri arasında inşa edilmiştir.
Yapılışından günümüze bir İzmirlilerin buluşma noktalarından biri olan İzmir Saat Kulesi Konak Meydanı’ndadır. II. Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yılı için 1901'de Sadrazam Mehmet Said Paşa tarafından Alman Konsolosluk binasını yapan mimara yaptırılan kule 25 metre yüksekliğindedir. Kulenin saati Alman İmparatoru II. Wilhelm'in hediyesidir.
Antik çağdan günümüze taşınmış eserlerle, Osmanlı döneminden kalan eserlerle, ama en çok Cumhuriyet Döneminin eserleriyle karakterize olur. Konak, İzmir’in kültür, sanat ve eğlence merkezi olması nedeniyle yerli ve yabancı tüm turistlerin uğrak yeri durumundadır. Özellikle Kemeraltı Çarşısı İlçe ekonomisine ve İzmir'in tanıtımına önemli katkılar yapar. Yine Konak ilçesinde bulunan antik Smyrna kentinin Romalılardan kalma Agora ören yeri turistlerin ziyaretine açıktır. Konak ayrıca başta Karşıyaka gelmek üzere, İzmir'in diğer iskeleleri ile denizden bağlantıyı sağlayan Konak İskelesi ve Konak Meydanı ile de ünlüdür. Konak sahil yolu, yürüyüş parkurları özellikle hafta sonları bütün İzmir'lilerle dolup taşar.
Konak Gençlik Tiyatrosu

14 Şubat 2009'da Euterpe Sanat'ın kurucuları Ulaş Tuzak ve Atilla Ertörer tarafından Konak Kent Konseyi Gençlik Meclisi çatısı altında kurulmuş olup etkisini tüm İzmir'de hissettirerek kısa süre içerisinde büyümüş, güçlenmiş ve Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan'ın destekleriyle şu anki faaliyetlerini sürdürmektedir.

İzmir Konak Meydanı’ndaki Saat Kulesi, eski Sarıkışla önünde bulunuyordu. Sultan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılında eski sadrazamlardan ve İzmir Valisi Kıbrıslı Kamil Paşa tarafından h.1307 (1901) tarihinde yaptırılmıştır. Kıbrıslı Kamil Paşa’nın oğlu Bahriye Mirlivası Sait Paşa ve Belediye Reisi Eşref Paşa’dan oluşan bir komisyon kulenin yapımını üstlenmiştir. Kulenin yapımından önce İstanbullu kuyumcu Zingulli Usta tarafından kulenin küçük bir maketi yapılmıştır. Buradaki Fransızca bir kitabeden mimarının İzmirli S.Raymond olduğu öğrenilmektedir. Kulenin il ismi Hamidiye Kulesi idi.

Saat Kulesi’nin kaidesi beyaz mermerden, diğer bölümleri kesme taştan yapılmıştır. Dört basamaklı, haç biçiminde bir platform üzerinde 25 m. yüksekliğinde, sekizgen kaideli ve dört katlı bir yapıdır. Buradaki sekizgenin dar kenarlarında dörder küçük sütun üzerine oturan sebillere yer verilmiştir. Bu sebiller at nalı kemerli olup, baldaken biçimindedir ve üçer çeşmesi ile kurnası, ortasında da fıskiyeleri bulunmaktadır. Bu fıskiyelerden iki tanesi günümüze gelememiştir. Baldakenlerin üzeri kubbelerle örtülmüştür. Sebiller arasında kalan dört cepheye de at nalı şeklinde kemerler ve demir şebekeli açıklıklar bırakılmıştır. Ayrıca tümünün üzerini bir saçak örtmüştür.

Saat Kulesi’nin sekizgen kaidesi üzerinde sütunlu bir galeri ile onun da üzerinde köşeleri pahlanmış kare prizma şeklinde gövde bulunmaktadır. Bu gövde oldukça zarif başlıklı küçük kubbeli kaideli sütunların birbirlerine bağlanması ile üç dilimli bir görünüm kazanmıştır. Buradaki galeri ve çeşmelerde kullanılan yeşil ve pembe renkli sütunlar Marsilya’dan getirilmiştir. Bu sütunların başlıkları ve köşeleri bitkisel süslemelerle bezenmiştir.

Gövdenin dört bir yönüne at nalı kemerli küçük pencereler açılmıştır. Bunların üzerinde doğu ve batı yönlerinde küçük birer Osmanlı arması, kuzey ve batı yönlerinde de Sultan II. Abdülhamit’in tuğraları kabartma olarak yerleştirilmiştir. Bununla beraber Cumhuriyetin ilanından sonra, 1927 yılında çıkan “Milli ve Resmi binalarda kullanılan tuğra ve methiyelerin kaldırılmasını” içeren kanun nedeni ile buradaki tuğra ve armalar kaldırılmış, yerlerine ay yıldız kabartmaları konulmuştur.

Kulenin 12 küçük sütun üzerine oturan dördüncü katı ana gövdeden çok daha dardır ve üzerini ay şeklinde alem olan metal bir kubbe örtmektedir. Bu bölümde günümüzde çalışmayan saatin çanı bulunuyordu. Ancak bu bölüm 1974 depreminde yıkılmış ve 1976’da onarılmıştır.

Saat Kulesi’nin gövdesi içlerinde beş kollu yıldızların bulunduğu baklava dilimleri ile doldurulmuştur. Gövdenin üst bölümü üç sıra mukarnasla genişletilmiş ve buraya 75 cm. çapında, Alman İmparatoru II. Wilhelm’in hediyesi olan dört saat konulmuştur. Bu saatlerin mekanik bölümleri demir köşebentler ve döküm ayaklar üzerine oturtulmuştur. 22 dişli çarktan oluşan saat parçaları üzerinde 1901 tarihi görülmektedir.

Topkapı Sarayı Müzesi’nde bu saat kulesinin gümüş bir maketi bulunmaktadır.

24 Ekim 2010 Pazar

Antalyanın İlçeleri ve Bilgileri

ALanya

Kemer

Belek

Kaş

Side

Konyaaltı

Manavgat

Serik

KumLuca

Finike

Lara

Akseki

İbradi

Antalya hakkında tüm ilçeleri rahatlıkla bulabilirsiniz

Antalya, Akdeniz Bölgesi'nde yer alan Antalya şehrinin aynı ismi taşıyan merkez ilçesidir.
Antalya, Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biridir. Doğası, palmiyelerle sıralanmış bulvarları, geleneksel mimarisini korumuş merkezi Kaleiçi ve büyük ölçekli turizm yatırımları ile Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biridir. Antalya aynı zamanda, Türkiye'nin büyük ölçekli göç alan kentlerinden biridir.
2009 yılı verilerine göre Antalya şehir merkezinde 479.581 erkek, 476.015 kadın olmak üzere toplam 955.596 kişi yaşamaktadır. Bunun 912.000 kişisi ilçe merkezlerinde yaklaşık 43.000 kişi de şehir merkezine bağlı köylerde ikamet etmektedir

İbradi Hakkında

Tarihi Psidya sınırları içinde yer alan İbradı`nın kuruluş tarihi tam olarak bilinmiyor. Ancak, İbradı ve çevresinde bulunan kalıntılardan Roma devrine uzandığı tahmin ediliyor Örneğin, İbradı`ya 2 km. mesafede kurulu Ormana Belediyesi ile 7 km. mesafedeki Ürünlü Köyü` nün arasında helenistik dönem Erymna Antik Kenti`nin kalıntıları mevcuttur.

İbradı İlçesi:





Tarihi Psidya sınırları içinde yer alan İbradı`nın kuruluş tarihi tam olarak bilinmiyor. Ancak, İbradı ve çevresinde bulunan kalıntılardan Roma devrine uzandığı tahmin ediliyor Örneğin, İbradı`ya 2 km. mesafede kurulu Ormana Belediyesi ile 7 km. mesafedeki Ürünlü Köyü` nün arasında helenistik dönem Erymna Antik Kenti`nin kalıntıları mevcuttur. Kentin nekropolü ise Ormana`yı çevreleyen kayalık sırtlardır.

Yine Ormana`ya 11 km. uzaklıkta Çukurviran Köyü çevresinde Helenistik dönemlere ait kalıntılar görülmektedir. İbradı kervan yolunun Kesikbel mevkiinde bulunan Selçuklu Kervansarayı`ndan geriye sadece temel taşları kalmıştır. Evliya Çelebi, ünlü Seyahatname`sinde ibradı`nın 17. Asırda oldukça mamur ve mühim bir belde olduğunu yazar.

Coğrafyası

İlçe doğusunda Beratlı, Trabeza, Kurkur, Çuvallı, Aktepe; batısında Melik, Toka, Geçkar ve Çeçkar, Uluçukur. Kesik; kuzeyinde Zimbit, Obet, Gaydan, Uluçukur, Akpınar, Lök, Pınarcık, Enerli; güneyinde Katara, Karadağ, Akıncı, Kurtgediği dağları ile çevrilmiştir. Gembos ve Gemboğazı ovası İbradı`nın kuzeyinde Dereköy ile Göynem ve İbradı arasındadır. Rakamı 130 metredir. Dağlardan inen sularla dolar göl halini alır. En kuzey ucu Taşköprü, en güney ucun da Başpayam İbradı belidir. Ortası, Ortapayam ve Erilikli adıyla anılır. Kapladığı arazi aynı bir bademi andırır. Bu ovanın genişliği 2 km. uzunluğu 15 km`dir. Bir diğer ova olan Eynif Ovası Toka, Karadağ ve Cimriği Dağları arasındadır. Genişliği Gembos`a yakındır. Üzümcü Ovası ise Başlar Köyü yakınında olup, İbradı` nın Çukurviran Mahallesi yanındadır. Ekim ve meraya elverişli bir sahadır. Bu üç ovadan ilçede başka küçük çapta ovalar bulunmaktadır.

Ancak İbradı`nın kendisi bir yayladır. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat`ın İbradı`yı yazlık konaklama yeri olarak kullandığı söylenir. Denizden yüksekliği 950 metre olan İbradı`de yaz aylarında ortalama sıcaklık gündüz 30 derece gece ise 10 derecedir. Nem ise yok denecek kadar az olduğu için insan vücudunda terleme olmaz.

Yöre halkından özellikle hayvancılıktan geçimini temin edenler ise 1200-1500 metre yüksekliğindeki ardıç, sedir ve çam ormanlarıyla kaplı Sütleğen, Söbüce, Sülek, Elmaağacı yaylarına çıkmakta, buraların doğa güzelliğinin yanısıra serin havası ve soğuk kaynak suları ile insanların ilgisini çekmektedir. Çadırlı olarak kamp yapmak için ideal yerler, İbradı - Beyşehir yolu üzerindeki yaylalardır.

Bodamya`dan başlayarak Gümüşdamla`da (Zilan) İbradı konağı adındaki yerde çıkan pınarlardan meydana gelen ve Üzümdere önünden geçtikten sonra Unulla (Ürünlü) ile Menerye arasından geçerek, Manavgat`a inen Manavgat Çayı bölgenin en büyük ırmağıdır. Bu ırmak üzerinde Üzümdere Köyü civarında Gavuryolu denilen yerde başka bir pınar suyunu alarak İbradı Değirmeni yanında epeyce çoğalmış olur. Irmak kenarında zeytin, incir gibi iklime has bitkiler yetişmektedir ve özellikle turistlerin ilgisini çeken Alabalık bulunmaktadır.

İlçde ayrıca turistik yönden önemli yere sahip olan Altınbeşik - Düdensuyu Mağarası vardır.

Ekonomisi

İlçenin dağlık bir bölgede bulunuşu hayvancılık faaliyetlerini geliştirmiştir. En çok beslenen hayvan kıl keçisidir. Tarımsal faaliyetlerde pazara dönük bir üretim yapılmamaktadır. Tahıl ve meyvecilik başlıca yer tutmaktadır. Yüksek kesimlerdeki ormanlardan kesim ve dikim işçiliği yapılmaktadır.

Turizm

İlçede turizm açısından değer taşıyan en önemli varlık 1994 yılında çevresindeki alanla birlikte milli park ilan edilen Altınbeşik Mağarası`dır. Henüz Turizme açılmamış olan mağara bu haliyle bile yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.

İlçede Roma devrini ait olduğu tahmin edilen tarihi kalıntılarda bulunmaktadır. Ormana Beldesi Ürünlü Köyü arasında Roma dönemi Erimna Antik Kenti ile Çukurviran Mahallesi civarındaki kalıntılardan söz edilebilir.

İlçenin dağlık coğrafyası kendisine özgü doğal bir turizm potansiyeli oluşturmakta, özellikle safari turları ve günü birlik geziler için uygun bulunmaktadır. Yine İbradı Merkezi`nde 7 adet tarihi konak koruma altına alınarak turizme kazandırılmıştır.

İbradı Antik Melas Irmağının çıkışına yakın dağlık kısımdadır. Vaktiyle Psidya sınırları buraya kadar uzanırdı. Psidya hudutları içinde olan Erimna şehrin meydana getirdiği Ormana Beldesi ile Unulla (Ürünlü) Köyü arasındaki küçük bir tepe üzerinde bazı burç ve sarnıç harabeleri ile çeşitli taşlara rastlanmaktadır. İbradı`nın Çukurviran Soğukoluk ve Kayadibi mevkiilerinde Yunan Kadim devrine ait taş ve yapılara rastlanmaktadır. Eynif ve Kesik Beli yolu üzerinde Bahadır Oluğu Pınarı bir Selçuklu eseridir. Yine bu çevrede Tolhan canlılığını korumaktadır. İlçede 7 adet eski konak (ev) bir adet cami, bir mezarlık, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarındandır. İbradı Mezarlığı Arkeolojik sit alanı kapsamında, Çukurviran Mahallesi`ndeki anıt mezar, İbradı`daki asırlık Arabastı Kestanesi ağacı da korunması gereken kültür ve tabiat varlıklarındandır.

About me

Şarkı Sitesi