28 Ağustos 2010 Cumartesi

Side Hakkında

Antalya İline bağlı olan Manavgat tarih ve doğanın içiçe girdiği her türlü turizm aktivitesinin yapılabildiği bir turizm merkezidir.

Ulaşım

Manavgat ilçesinin diğer merkezlerle bağlantısı sadece karayolu ile sağlanmaktadır. İlçedeki otobüs şirketleri batıda Antalya, doğuda Alanya üzerinden diğer il ve ilçelere ulaşımı sağlar. Manavgat ve Side otogarlarındaki otobüs şirketleri, yaz aylarında artan turist sayısına göre seferlerini artırmaktadırlar. İlçeden Manavgat Şelalesi, Side, Sorgun gibi gezilip görülecek yerlere karşılıklı dolmuş seferleri yapılmaktadır.

Otogar Tel: (+90-242) 753 13 67

GEZİLECEK YERLER

Manavgat Şelalesi

Manavgat ilçesinin 3 km. kuzeyinde bulunan şelale, ilçe ile aynı adı taşır. Şaşırtıcı bir yükseklikten dökülmesine karşın geniş bir alan üzerinde gürül gürül akışı ile görülmeye değer bir manzara oluşturur. Şelalenin hemen yanıbaşında doğa ile içiçe piknik yapılabilir ve çevresindeki lokantalarda taze balık yenilebilir.

Side

Manavgat'a 7 km uzaklıkta olan Side tarihi bir yerleşim merkezidir. Tarihçiler tarafından İ.Ö. 1405'te kurulduğu ifade edilen Side, İ.Ö. VI. y.y ın yarısından itibaren, sırası ile, Lidyalıların, Perslerin, İskender'in, Antiogonos'un, Ptolemaiosların egemenliğini tanımıştır. İ.Ö. 215 ten sonra Suriye Krallığı'nın denetiminde imar edilip bir bilim ve kültür merkezi haline getirilen kent İ.Ö. Apameia barışı ile Bergama Krallığı'na bırakılmıştır, daha sonra Doğu Pamphilya bölgesi ile birlikte bağımsızlığını koruyarak büyük bir ticaret donanmasıyla refaha ve zenginliğe kavuşmuştur.

İ.Ö. 78 den sonra Roma egemenliğinde bulunan Side, daha sonra Bizans egemenliğine girdi. İ.S. V. y.y. ve VI. y.y. larda Psikoposluk merkezi olan Side en parlak devrini yaşamıştır. Eşsiz bir işçiliği olan kentin ana kapısı iki kule arasındadır. Side kentinde iki ana cadde vardır. Bu caddeler Antik Çağın sütunlu caddelerine örnektir. Kent kapısını geçtikten sonra yassı taşlarla döşeli alan bu caddelerin başlangıç yeridir. Bu caddelerin her iki yanında sütunlu portikler ve onların arkasında dükkanlar bulunmaktadır.

Surun dışında, kent kapısını karşısında Anadolu'nu en büyük tarihi çeşmesi "nymphaeum" vardır. Bu çeşmenin önünde geniş bir havuz yeri alır. Tiyatrodan sonra geniş bir caddeden geçip anıtsal bir yapıya varılır. Bu yapı boyutları 100x100 m. olan agoradır. Kentin Pazar yeri olan agora portiklerle çevrilidir ve üç yanında dükkanlar yer alır. Agoranın güneyindeki cadde üzerinde, üç salondan oluşan ve dört tarafı portiklerle çevrili Gymnasium vardır. Kuzey- güney doğrultusundaki ana cadde de Roma Döneminde yapılan kemerli bir yapı vardır. Side kentinin tiyatrosunun mimarlık tarihi açısından önemi diğer roma tiyatroları gibi dağ yamacına değil kemerli mekanlar üzerine kurulmuş olmasıdır.

Cavea, oskestra ve scene olmak üzere üç bölümden oluşan tiyatro, Pamphylia tiyatroları içinde en büyük ve anıtsal olanıdır ve 20.000 seyirci alacak büyüklüktedir. Side'nin surları dışında geniş mezarlıklar yer alır ve bunların en önemlisi olan Batı Negropolü 1,5 km. uzaklıktadır. Side'de ayrıca tapınaklar ve su kemerleri vardır. Tapınaklardan en önemlileri Athena, Apollon ve Men tapınaklarıdır. Side'nin suyu yaklaşık 25 km. mesafeden, Oymapınar baraj gölü içinde bulunan dumanlı kaynağından getirilmiştir. Bu su taşıma sistemi kimileri iki katlı olan on su kemerinden oluşur. En büyüğü Oymapınar yakınında olup 40 gözlüdür.

Büyük bir Roma Hamamı bugün müze haline getirilmiştir ve bölgenin en güzel arkeolojik eserler kolleksiyonunu barındırır. XIII. y.y. da Selçuklu'ların XIV. y.y. da ise Hamitoğulları ve Tekelioğullarının, XV. y.y. da kesin olarak Osmanlı egemenliğine geçik kent bu dönemlerde yerleşim yeri olmamıştır. Halen, Roma ve Bizans dönemlerinin yapı ve özelliklerini taşıyan kent surlarının bir çok yeri yıkılmışsa da kara tarafındaki surların hemen tümü ayakta kalabilmiştir.

Selge

Serik'in 35 km. kuzeyinde, Torosların güney yamacında, Köprü Çayı (Eurymdon) yakınlarında eski bir dağ kenti olan Selge'ye Köprülü Kanyon Milli Parkı'ndan sonra dik virajlı, 14 km.lik stabilize yoldan gidilir. Doğa güzelliği bakımında çok zengin olan köprülü kanyondan geçen yol üzerinde Göreme'deki Peri bacalarına benzeyen ve bütün dağ yamacını kaplayan oyuntulu kayalar vardır. Psidia'ya bağlı olup sonradan Pampheylia sınırları içine alınan kent sırasıyla Lidya, Pers, İskender ve Roma yönetimlerinde kalmıştır.

Kuzeydeki 5 kapılı ve 45 basamaklı tiyatrosu önemli anıtıdır. Kayalığa oyulmuş tiyatronun güneyinde stadium ili gymnasium, batısında tavanı kartal motifi ile süslü İon tipinde bir tapınak göze çarpar. Stadiumun güneyinde Çeşme ve Agora bulunmaktadır. Kentin güneybatısına uzanan surların kuzeyinde Artemis ve Zeus anıtları ile necropol yer almıştır.

Seleukia

Side'nin 23 km. kuzeydoğusunda Sinler Köyü'ne ise yaya olarak bir saat uzaklıkta bulunan bu antik kent Selevkoslar tarafından kurulmuştur. Antik kentin özellikle çam ormanlarının süslediği çok güzel bir doğa görünümü vardır. Bir tepe üzerine oturtulmuş olan kent tüm ovayı ve denizi gözler önüne serer. Kentin gelişmişliğinin göstergesi olarak iki katlı agorası, bazilikası, sarnıç ve kanalizasyon sistemi sayılabilir. Kent kazıları sırasında çıkarılan mozaikler bugün Antalya Müzesi'nde sergilenmektir.

Etenna

Manavgat'ın 29.km kuzeyindeki Etenna, bugünkü Sırt Köyü'nün üst tarafına düşen tepe üzerine kurulmuştur. Bizans devrinde psikoposluk merkezi olduğu sanılan kentin tepesinde Akropal kentin en yüksek ve en iyi korunan yeri ve yamaçlarında yer alan, çevresi surlarla çevrili teraslardan ibarettir. Kentin güneyinde ise Herron (yüceltilmiş bir ölü için yapılan mezar) vardır. Bunlardan başka bazilika, agora, kilise, hamam ve sarnıçlar önemli tarihi kanıtlardır.

Alarahan

Manavgat'dan sonra batıya doğru gidince 9 km sonra alarahan'a varılır. 13. y.y. da Selçuklular tarafından Konya ile güney kıyılarının başkenti Alanya arasındaki ticaret bağlantısı sağlamak için inşa edilmiştir. Bu kervansaray ile seyehat edenlerin ve tüccarların güvenli ve konforlu konaklamaları ve dinlenmeleri sağlanmıştır.

Yaylalar

Köprüçayı Vadisinin ikiye ayırdığı Torosların üzerinde birçok yayla bulunmaktadır. En önemlileri Güğlenpınar ve Beloluk Yaylaları, Avanos Beliği, Tefekli Bölgesinde Gücer Yaylası, Kesikbeli, Akçaalan Yaylası, Topalceviz, Alıç ve Demre Yaylaları, Dumanlı Yaylası ile Bozburun Dağı eteklerindeki İkiz Yaylasından oluşur. Köy halkının büyük çoğunluğu yazın yaylalara göçer.

SPORTİF ETKİNLİKLER

Jeep-Safari

Antalya , Kemer, side ve Alanya'daki Seyahat acentaları Toros dağlarına Jeep Safari turları düzenlerler. Günlük turlar sabah erken saatlerde başlayıp akşama kadar Offroad heyacanı yaşayarak sürer.

Binicilik

Bazı otellerin binicilik için geniş alanları mevcuttur. İngiliz, Arap ve Haflinger atları bulunur. Binicilik ve atlama dersleri bir saat süresince veya günlük geziler halinde yapılmaktadır. Aynı zamanda üç günden , yedi güne kadar nehir boyunca veya dağlara turlar yapılır.

Rafting

Köprüçay, Manavgat ve Dragon nehirleri Akdenizdeki Cehennem Suyu ratfing için mükemmel güzergahlardır.

Müzeler

Side Müzesi: Roma Devrine ait agoranın karşısında bulunan, M.S 5-6.yüzyıldan kalma antik agoranın hamamı 1960/61 yıllarında restore edilerek müze haline getirilmiştir. Müzede sergilenen eserlerin büyük bir bölümü, Prof. Dr. Arif Müfid Mansel tarafından,1947-1967 yılları arasında Side antik kentinde yapılan kazılarda, çıkarılan buluntulardır. Hellenistik, Roma ve Bizans Devrinden; yazıtlar, silah kabartmaları, Roma Devrinden yapılmış Grek orijinallerinin kopyası olan heykeller, torsolar, lahitler, portreler, ostotekler, amphoralar, sunaklar, mezar stelleri, sütun başlıkları ve sütun kaideleri sergilenmektedir.

Pamukkale Hakkında

Bembeyaz travertenleri, kaplıcaları ve antik kentleriyle önemli bir turizm merkezi olan Pamukkale Denizli ilindedir.

İklim

Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.

Ulaşım

Denizli'ye 18km olan uzaklıkta olan Pamukkale'ye karayolu ile ulaşım mümkündür.

Gezilecek Yerler

Hierapolis (Pamukkale)

Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Hierapolis antik kentinin arkeoloji literatüründe Kutsal Kent olarak adlandırılması, kentte bilinen bir çok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığından kaynaklanmaktadır. Hierapolis coğrafi konumu ile kendisini çevreleyen çeşitli tarihi bölgeler arasında yer almaktadır. İlk Çağ'da yaşayan Strabon ile Ptolemaios verdikleri bilgilerde, Karia bölgesine sınır olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine yakınlığı ile Hierapolis'in bir Frigya kenti olduğunu ileri sürerler. Hierapolis olarak adlandırılmadan önce kentte bir yaşamın var olduğunu Ana Tanrıça kültünden dolayı biliyoruz.

Kentin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına karşın; Bergama Krallarından II. Eumenes tarafından M.Ö. II. yy' başlarında kurulduğu ve Bergama'nın efsanevi kurucusu Telephos'un karısı Amazonlar kraliçesi Hiera'dan dolayı, Hierapolis adını aldığı bilinmektedir.

Hierapolis, Roma İmparatoru Neron dönemindeki (MS. 60) büyük depreme kadar, kentleşme ilkelerine bağlı kalarak özgün dokusunu sürdürmüştür.Kent, Neron dönemi depreminden büyük zarar görmüş ve tamamen yenilenmiştir. Üst üste yaşadığı bu depremlerden sonra, tüm niteliğini kaybetmiştir. Hierapolis Roma Dönemi'nden sonra Bizans Dönemi'nde de çok önemli bir merkez olmuştur. Bu önem, MS. 4. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlık merkezi olması (metropolis), MS. 80 yıllarında, Hz. İsa'nın havarilerinden olan, Aziz Philip'in burada öldürülmesinden kaynaklanmaktadır. Hierapolis, 12. yüzyıl sonlarına doğru Türklerin eline geçmiştir.

Başlıca Kalıntılar

Ana Cadde ve Kapılar: Yaklaşık 1 km. uzunluğundaki kentin geniş ana caddesi, kenti bir ucundan diğer ucuna ikiye böler. İki tarafında sütunlu galeriler ve önemli kamu yapıları vardır. Her iki ucunda birer anıtsal kapı bulunmaktadır. Bu kapılar ve caddenin büyük bölümü Roma Dönemi'nde inşa edildiğinden, Bizans surunun dışında kalmaktadır. Güneyinde MS.5. yüzyıla tarihlenen ''Güney Bizans Kapısı'' vardır. Kuzeyde, iyi korunmuş, üç gözlü ve iki yanında yuvarlak kuleleri olan kapıda, İmparator Domitian'a ithaf edilmiş Latince yazılmış bir yazıt vardır. Bu yazıttan dolayı buna Domitian Kapısı veya Roma Kapısı denir. Bu kapıdan güneye inen yolun surla kesiştiği yerde, MS. 5. yüzyılda tarihlenen "Kuzey Bizans Kapısı" bulunmaktadır.

Surlar: MS. 5. yüzyılda, kuzey, güney ve doğu yönlerinde surlarla çevrilmiştir. Büyük kısmı bugün yıkılmış halde olan surlara, 24 adet kare planlı kule yerleştirilmiştir. İki anıtsal kapı ve iki küçük kapı olmak üzere 4 girişi vardır. Kuzey ve güney anıtsal kapıları ana caddeye açılır.

Büyük Hamam Kompleksi: Bugün, masif duvarları ve bazı tonozları ayakta kalabilmiş olan yapının iç mekanlarının mermerle kaplı olduğuna dair izler bulunmaktadır. Hamamın planı diğer tipik Roma hamamları gibidir. Önce girişte büyük avlu, iki yanında büyük holler bulunan kapalı dikdörtgen bir alan ve esas hamam yapısı yer alır. Palaestra'nın yan kanatlarında, biri güneyde, diğeri kuzeyde olan iki büyük hol imparatora ve törenlere ayrılmıştır. Hamam kompleksinin kalıntıları MS. 2. yüzyıla tarihlenir. Büyük hole bitişik tonozlu kapalı mekanlar günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.

Apollon Tapınağı: Mevcut tapınak, eski ve dini mağara olarak bilinen Plutonion üzerine kurulmuştur. Yerli halkın en eski dini merkezi olan bu yerde Apollon, bölgenin Ana Tanrıçası Kybele ile buluşmuştur. Eski kaynaklar, Ana Tanrıça Kybele rahibinin bu mağaraya indiğini ve zehirli gazdan etkilenmediğini bildirirler. Apollon Tapınağı'nda üst yapıya ait kalıntılar MS. 3. yüzyıldan geriye gitmemektedir. Tapınak alanına geniş basamaklarla çıkılır.

Tiyatro

Yamaca yaslanmış tüm cephesiyle birlikte korunabilen büyük bir yapıdır. İnşasına MS. 60 yılında olan büyük depremin ardından Flaviuslar döneminde MS. 62 yılında başlanmış, MS. 206 yılında tamamlanmıştır. 50 oturma sırası bulunur ve 8 merdivenle 7 bölüme ayrılmıştır. Caveanın tam ortasından geçen diozomaya her iki yandan tonozlu birer geçit ile girilir. Sütunların arası heykellerle süslenmiş olup, burada yapılan kazılar sırasında bol miktarda heykel bulunmuştur. Sahne arkasındaki duvarlarda ise mermer kabartmalar yer alır.

Kiliseler

Kent merkezinde, 6. ve 7. yüzyıllara ait bir Katedral, Direkli Kilise ve iki kilise daha yer alır. Ayrıca MS. 6. yüzyıl başında Büyük Hamam Kompleksinin merkezi holü kiliseye dönüştürülmüştür. Kuzey bölgesinde de küçük şapeller mevcuttur.

Nekropol

Batıdaki traverten alanları dışında kalan üç yönde nekropol alanları bulunmaktadır. Bunlar yoğunlukla Tripolis-Sardes'e giden kuzey yolunun ve Laodikeia-Colossae'ye giden güney yolunun iki tarafında yer alır. Mezarlarda kireçtaşı ve mermer kullanılmıştır. Mermer kullanımı daha çok lahit tiplerinde görülür. Kuzey nekropolü, erken Hıristiyanlık dönemine kadar karakteristik lahitleri, mezar tiplerini ve mezar anıtlarını bir arada içerir. Kentte görülen mezarlar lahit, tümülüs ve ev tipi mezarlardır. Konut mimarisini anımsatan mezar yapıları, nekropolün en önemli elemanlarıdır.

Laodikeia

Çürüksu (Lykos) ırmağının güneyinde kurulmuştur. Kentin adı antik kaynaklarda daha çok "Lykos'un kıyısındaki Laodikeia" şeklinde geçmektedir. Diğer antik kaynaklara göre ise, kent MÖ. 261-263 yılları arasında II. Antiokhos tarafından kurulmuş ve kente Antiokhos'un karısı Laodikeia'nın adı verilmiştir. Laodikeia, MÖ. I. yüzyılda Anadolu'nun en önemli ve ünlü kentlerinden biridir. Kentteki büyük sanat eserleri bu döneme aittir. Romalılar da Laodikeia'ya özel bir önem vermişler ve Kıbyra (Gölhisar-Horzum) Conventus'unun merkezi yapmışlardır.

İmparator Caracalla zamanında Laodikeia'da bir seri kaliteli sikke basılmıştır. Laodikeia halkının da katkılarıyla kentte çok sayıda anıtsal yapı yapılmıştır. Küçük Asya'nın 7 ünlü kilisesinden birinin bu kentte bulunması, Hıristiyanlığın burada ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. MS. 60 yılında meydana gelen çok büyük bir deprem kenti yerle bir etmiştir.

Laodikeia'nın Yapıları

Büyük Tiyatro

Antik kentin kuzeydoğu tarafında, araziye uygun olarak Roma inşa tarzında yapılmıştır. Sahnesi tamamen yıkılmış olup, cavea (seyircilerin oturduğu bölüm)ve orkestrası(sahnenin önündeki koro veya oyuncuların yer aldığı bölüm) oldukça sağlam durumdadır. Yaklaşık 20.000 kişiliktir.

Küçük Tiyatro

Büyük tiyatronun 300 metre kadar kuzeybatısında yer almaktadır. Araziye uygun olarak, Roma tarzında inşa edilmiştir. Scenesi (sahne)tamamen yıkılmış olup, cavea ve orkestrasında da bozulmalar mevcuttur. Yaklaşık 15.000 kişi alabilecek büyüklüktedir.

Stadyum ve Cimnazyum

Kentin güneybatısında, doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır. Stadyumun ek yapıları ile cimnazyum bir bütünlük teşkil edecek şekilde yapılmıştır. MS. 79 yıllarında yapılan stadyumun uzunluğu 350 metre, genişliği 60 metredir. Amfiteatr şeklinde yapılmış olan yapının, 24 oturma basamak sırası bulunmaktadır. Büyük bölümü tahrip olmuştur. MS. 2.yy. 'da yapılan cimnazyumun, Proconsul Gargilius Antioius tarafından inşa ettirilerek İmparator Hadrianus ve eşi Sabina'ya ithaf edildiğine dair yazıt bulunmuştur.

Anıtsal Çeşme

Kentin ana caddesi ile ara caddesi köşesinde yer almaktadır. Roma dönemi yapısıdır. İki cepheli olarak yapılmış havuz ve nişleri vardır. Bizans zamanında onarım görmüştür.

Meclis Binası

Kentin güneybatısındadır. Dikdörtgen planlı olan anıtsal yapı, doğu-batı yönünde uzanmaktadır. Ana giriş doğu cephesindedir.

Zeus Tapınağı

Antik Laodikeia kentinin sütunlu caddesinin doğu kesiminde, küçük tiyatro ile Nymphaeum (anıtsal çeşme)arasında bulunmaktadır.

Büyük Kilise

Sütunlu caddenin güneyinde caddeye bitişik olarak inşa edilmiştir. Sadece taşıyıcı bölümlerinden bir kısmı ayakta kalmıştır. Ana giriş kilisenin batısındadır.

Kaplıcalar

Karahayıt Kaplıcası:

Pamukkale termal kaplıcası sisteminin bir kolu sayılan bu kaplıca, Pamukkale'nin 5km kuzeyinde, Karahayıt Kasabası'ndadır. Kalp, damar sertliği, yüksek tansiyon, romatizma-siyatik, deri sinir, lumbago, gibi hastalıklarla uyuz, sivilce, kaşıntı gibi deri hastalıklarına iyi gelir.

Pamukkale Kaplıcaları

İl merkezine 18km uzaklıkta bulunan eski Hierapolis kentinin bulunduğu alandır. Travertenler yaratan karstik alanlardan çıkan sular; bünyesindeki kireç çözeltisi, genellikle beyaz renkte ve pamuk balyalarını andıran kalker tüflerini, Pamukkale travertenlerini oluşturmaktadır. Pamukkale termal suyunun tedavi edici özelliği, çok eski çağlardan beri anlaşılmış, yüzyıllar sonra şifa niteliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kaynaklar etrafında dini ayinler yapılmış, şenlikler düzenlenmiş, büyük devlet adamları ve zengin kişiler antik dönemde tedavileri için Hierapolis'e gelmişlerdir.

Müzeler: Hierapolis Arkeoloji Müzesi

Hierapolis kentinin en büyük yapılarından biri olan Roma Hamamı, 1984 yılından beri Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermektedir. Müzede, Hierapolis, Laodikeia, Colossai, Tripolis, Attuta gibi kentlerden çıkan eserler sergilenmektedir.
Tel: (+90-258) 241 08 66

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Kaş Hakkında


Likya'nın önemli kentlerinden olan Kaş, ilçeyi çevreleyen Antik Döneme ait kentler ve tarihsel degerlerle doyumsuz kültür seyahatleri; Akdeniz'in derinlerde yarattığı heyecanlari doruklarda hissettiren sualtı dalışları; nehirlerde yapılan macera dolu 'kano turları', ekolojik uyumun keşfedildiği 'doğa yürüyüşleri'; derin ve karanlık mağaralara teknik donanımlı mağara dalışları; yüksek dağlardan turkuaz rengli suların manzarasına süzülen 'yamaç paraşütü'; Akdeniz'de değerli taşları andıran adalar ile çevreye yapılacak 'Mavi Yolculuk ve tekne turları; damak tadınıza uygun deniz ürünleri ve dağlarda yetişen kokulu otlarla tatlandırılan yöresel yemeklerden oluşan mönüsü; yüzlerce yılın mirası, el sanatlarının çeşit ve güzelliği; Kaş'ın bağlı olduğu Antalya ve ilçelerine ait turizm merkezleri ile tabiat, tarih ve kültür zenginliğini, alternatif turizm imkanları ve çevresinde yer alan turizm merkezlerinden oluşan renkli yelpazesi' ile düşsel bir mekandır.

Tarihçe

Arkeolojik buluntularla kanıtlanan Habesos adı, antik kentin en eski adıdır. Antik kent tarihte Antiphellos ismi ile anılmıştır. Karia ve Likya Bölgeleri arasındaki bağlantıyı sağlayan yolların kesişme noktasında bulunan Antiphellos, aynı zamanda bir ticaret limanıdır. Makedonya Kralı Büyük Iskender'in, Anadolu seferi sırasında, Kralliğın egemenliği altına girmiştir. İskender'in genç yaşta ölümünden sonra bölge, Seleukoslar'la Ptolemaioslar arasında el değiştirmiştir.

Antik kent, Roma Dönemi'nde önem kazanmış ve Bizans Dönemi'nde Piskoposluk merkezi olmuştur. Bu dönemde Arap akınlarına uğramış daha sonra Anadolu Selçuklu topraklarına katılarak Andifli adını almıştır. Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasını takiben Tekeoğulları Beyliği yönetimi ele geçirmiş ve Osmanlı Devleti ilçeyi Yıldırım Bayazıt zamanında topraklarına katmıştır.

İklim

Akdeniz bölgesinin iklim özelliklerini sergileyen Kaş'ta yazlar sıcak ve kurak geçer. Kış mevsimi ılımandır.

Ulaşım

Karayolu: Kaş'a Fethiye üzerinden ya da Kaş'a Antalya'dan, Kemer, Kumluca, Finike ve Demre üzerinden gidilebilir. Ankara yönünden Kaş'a gelinirken Bucak ilçesini geçtikten sonra Korkuteli ayrımından dönüp Elmalı-Gömbe üzerinden gidildiğinde yol Antalya sahil yoluna göre 100 km daha kısalmaktadır.
Otogar Tel: (+90-242) 331 12 50 (6 Hat)
Havayolu: Kaş, Antalya Havaalanına 192 km. ve Dalaman Havaalanına 160 km. mesafededir.
Hava Limanı Tel: (+90-242) 330 30 30 - 330 36 00 - 792 52 91

Gezilecek Yerler

Gömbe

Kaş'a 60 km. mesafede, Elmalı yolu üzerinde bulunur. Yol boyunca çam ve sedir ağaçlarıyla kaplı ormanlar adeta köyleri gizlemeye çalışır görünümdedirler. Gömbe, soguk suları ve elma bahçeleriyle ünlü bir yayladır. Turistik amaçlı hizmet veren konaklama merkezleri, yöreye ait kokulu otlardan hazırlanan geleneksel yemeklerin lezzeti , tabiatla bütünleşmenize yardımcı olacaktır. Bölgenin en yüksek dağı Akdağ (3024 metre) buradadır. Yeşilgöl ve Uçarsu, yaz sıcağından kaçmak, doga yürüyüşü yapmak isteyenler için serin ve temiz havası ile ideal yerlerdir. Yöre, dağlardan toplanan kar ile yapılan dondurması ve kar şerbetiyle ünlüdür.

Kalkan (Kalamaki)

Kaş'a bağlı belde olan Kalkan, Kaş'a 25 km. uzaklıktadır. Görülmeye değer bir koyun kıyısına kurulmuştur. Otelleri, pansiyonları, restoranları ve alişveriş mekanları ile her yıl binlerce turist çekmektedir. Kalkan' ın mimari yapısı ve kent dokusu fazla bozulmamıştır. Yat limanı, uğrayan teknelerin her türlü ihtiyacını karşılamaktadır. Çok sayıda güvercini barındırması nedeniyle Güvercinlik Deniz Mağarası olarak anılan mağara, Kalkan' a 2 km. mesafededir ve magaraya teknelerle gidilebilir.

Saklıkent

Kaş'a 60 km. mesafededir. Bir doğa harıkası olan Saklıkent Kanyonuna, ahşap 100 metre uzunluktaki bir köprüden geçilerek ulaşılır. Kanyonda hizmet veren lokanta ve alabalık çiftlikleri bulunur. Kanyonun uzunluğu 18 km. kadar olup, 6 kilometresi yürüyüş yapmak için çok uygundur. Yaz sıcağından kaçmak, serin sularda yüzmek ve ulu çınar agaçlarının altında dinlenmek isteyenler için ideal bir yerdir.

Antiphellos Antik Kenti

Antik kentten günümüze ulaşan eserlerin başında şehrin kuzeyinde kayalara oyulmuş mezarlar ile dört bir tarafa serpilmiş Likya lahitleri gelir. Lahitlerin en görkemlisi, bugün Uzunçarşı Caddesi'nde bulunan ve halk arasında Kral Mezarı olarak adlandırılan Likya Yazıtlı Anıt Mezar'dır (M.Ö.4.yy.).

Antiphellos'da bulunan önemli eserlerden bir tanesi de Kaş Antik Tiyatrosu' dur (M.Ö.1.yy). 4 bin kişilik seyirci kapasitesine sahip olan yapı M.S.2. yüzyılda onarım görmüştür. 26 basamaktan oluşan tiyatronun sahnesi yoktur ve yapının en önemli özelliği Anadolu'daki denize cepheli tek tiyatro oluşudur. Tiyatronun kuzey-doğusunda Akdam olarak adlandırılan dor tipinde M.Ö. IV. yüzyila ait ev tipi bir mezar vardır. Yapı, dogal kaya kesilerek yapılmıştır. 3.5 metre yüksekliğindedir ve içerisinde elele tutuşarak dans eden 24 kiz figürü bulunmaktadır. Hastane Caddesi üzerinde, dış yüzü muntazam kesme taş kullanılarak yapılmış olan Tapınak bulunur. Yapının temel taşlarının Roma Dönemi'nden kaldığı tespit edilmiştir.

Patara (Ovagelemiş) Antik Kenti

Kaş'a 41 km. mesafededir. Antik kent, limanın doğu yakasında geniş bir alana yayılmış durumdadır. Kent ve limanı, yaklaşık 3 km. uzunlugundakı vadinin girişindedir. Patara Limanı, Xanthos (Eşen) Çayı'nın getirdiği alüvyonlarla dolunca bugünkü görünümünü almıştır. Kentin adından ilk kez Herodotos söz eder. Rivayete göre Patara, kentin kurucusu, Superisi Lykia ile Apollon'un doğduğu yerdir. Şimdilik şehrin tarihi M.Ö. VI. ve V. yüzyıla kadar çıkarılmaktadır. Şehir Bizans Dönemi'nde de önemli bir konum edinmiştir. Zira 'Noel Baba' olarak adlandırılan Saint-Nicholas Patara'lıdır. Hz.Isa'nın havarilerinden Saint Paul, Roma'ya gitmek için Patara'dan gemiye binmiştir ve Patara, Erken Hiristiyanlık Dönemi'nde Piskoposluk merkezi olmuştur.

Patara'ya girilirken yol üzerinde Likya tipi Roma Devri mezar anıtları görülür. Girişte üçgözlü Zafer Takı, sular altında kalmış üç nefli Liman Kilisesi ve Hurmalık Hamamının kalıntıları vardır. Bunun 100 m. ilerisinde son kazılarda Likya şehirleri arasındaki mesafeyi gösteren yol kılavuzu bulunmuştur. Klavuz, Dünya karayollarının en eski ve en kapsamlı yol levhasıdır. Antik kentte yer alan Vespasianus Hamamı M.S. 69-79 yılında inşa edilmiştir. Hamamın yanındaki patika izlenirse, Patara' nin mermer döşeli ana caddesine ulaşılır. Caddenin ilerisinde Bizans Kalesi'nin geniş duvarları ile karşılaşılır. Bu kalenin doğusunda Korint Tapınağı ve baıi ucunda Bizans Kilisesi yer alır. Patara Tiyatrosu (M.Ö.2.yy.) bir yamacın eteğine kurulmuştur ve tahmini 10.000 kişiliktir. Tiyatronun kumla kaplı olan bölümleri temizlenmiş ve yapı ortaya çıkarılmıştır. Patara antik kentinde yapılan arkeolojik kazı çalışmaları devam etmektedir. Patara Plaji, 18 km. uzunluğu (en dar 280m. en geniş bölümü 1500 m. ulaşan ölçümü) ile Türkiye'nin en uzun kumsalına sahip plajıdır. Çevre Bakanlığınca 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' ilan edilen Patara plajı, Caretta-Caretta deniz kaplumbağalarının üreme alanıdır. Bölgede, Caretta-Caretta' ların üreme dönemlerinde kaplumbağaların ekolojik ortamlarının devamı için, koruma tedbirleri titizlikle uygulanmaktadır. Turistik bir yöre olan Patara' da çok sayıda konaklama tesisleri, otel, motel, pansiyon, alişveriş merkezleri ve leziz yöresel yemeklerin yapıldığı restoranlar bulunmaktadır. Ayrıca seracılık da büyük gelişim kaydetmiştir.

Xanthos Antik Kenti

Kaş'a 45 km. mesafede Kinik beldesindedir. Eşen Çayı'nın doğu kıyısında kurulmuş, Likya Birliği'nin başkentidir. Kentin akropolisinden elde edilen yüzey buluntuları yerleşme tarihinin M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzandığını ortaya koyar. Antik kentteki ilk araştırmalar 1838'de Ingiliz Charles Fellows tarafından yapılmıştır ve ne yazık ki görkemli mezar anıtları, Nereidler Anıtı, Harpyler Anıtı, Payave lahdi, Aslanlı Mezar, British Museum'a kaçırılmıştır. Kent surları Roma ve Bizans Dönemleri'nde onarılarak çeşitli ilavelerle güçlendirilmiştir. Güneyde, M.Ö. 2. yüzyıla ait kapı yer alır. Bu kapının arkasında Imparator Vespasianus'a ait dor düzenli Zafer Kemeri görülür. Güneybatıda kentin ilk kurulduğu yer olan Likya Akropolisi vardır. Artemis'e ait olduğu düşünülen bir tapınağın kalıntıları ile bir Bizans Kilisesi akropoliste bulunur. Kuzeydeki Roma Akropolisinde ise görkemli bir manastır dikkati çeker. Tiyatro, Roma Dönemi'ne aittir ve 2. yüzyıla tarihlendirilir.

Felen Yaylası (Phellos)

Kaş'a 12 km. mesafede Felen Yaylası üzerinde, çevreye hakim tepelerde kurulmuştur. Phellos M.Ö. IV. yüzyılda oldukça önemli bir kentti. Antiphellos şehri, Phellos'un limanı idi. Phellos şehrinin etrafııi çevreleyen surlardan bir bölümü hala ayaktadır. Kentte yer alan rölyeflerle bezeli bir lahit, M.Ö. IV. yüzyıla ait diğer lahitler ve ev tipinde kayadan kesilmiş mezarlar kenti çevreler.

Belenli (İsinda)

Kaş'tan 13 km. mesafede Belenli Köyünün hemen yakınındaki tepe üzerinde kurulmuştur. İsinda küçük bir Likya şehridir ve etrafı surlarla çevrilidir. Kentte yer alan akropolün ortasında Likya yazıtlı iki ev tipi mezar ilgi çekicidir. Ayrıca birçok kaya mezarı ile Roma Devri'ne ait Likya tipi lahitler günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.

Bezirgan (Pirha)

Önemli bir yayla köyüdür. Pirha kalıntılarına köyden 20 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılır. Antik kent denizden 850 metre yüksekte kurulmuştur. Kaya mezarları çoktur ve yönleri denize doğrudur. Lahitler ise dağınık bir şekilde sıralanmıştır. Birçok heykel ve rölyef bulunmuş olup, Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir.

Sütlegen (Nisa)

Kaş'a 60 km. mesafededir. Önemli bir yayla köyüdür. Ören yeri, köyden 15 dakika mesafededir. Şehrin Likçe olan ismi Neiseus, tiyatronun duvarında yazılmaktadır. Nisa'da Likya ve Roma Devri'nden kalma tarihi kalıntılar bulunur. Bazı lahitlerin ön cephelerinde, mızrak, kalkan, kadın ve erkek tasvirlerine rastlanmıştır. Antik kentin Agorası ve tiyatrosu bulunur. Likya Birliği Devri'nde bastırılan sikkeler, Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir.

Sportif Aktiviteler

Sualtı Dalışları: Son yıllarda Kaş, dünyanın önemli turizm amaçlı sualtı dalış merkezlerinden bir tanesi olmuştur. Yat limanında bulunan dalış kulüpleri, her yıl binlerce yerli ve yabancı turiste, Akdeniz'in en eski batıklarını göstermek için birbirleriyle yarış halindedirler. Kaş ve civarında birbirinden etkileyici deniz mağaraları bulunmaktadır. Bu mağaralara teknik donanımlı dalışlar yapmak ve bazılarında yüzmek mümkündür Bunlar, Kekova Adası Deniz Mağarası, Aşırlı Adası Deniz Mağarası, Güvercin İni Deniz Mağarası ve en ünlüsü Mavi Mağara'dır. Kaş'a 19 km., Kalkan'a ise 6 km. mesafede olan Mavi Mağara bir deniz mağarasıdır.

Yamaç Paraşütü: Son dönemlerde yapılan araştırmalar Kaş'ın yamaç paraşütü için yeryüzü şekilleri ve iklim açısından Türkiye'nin en uygun yerlerinden bir tanesi olduğunu göstermiştir. Uçuşlar donanımlı malzemelerle, uzman kişilerin kontrollerinde gerçekleşmektedir.

Kano: Kaş'a 45 km. mesafede bulunan Eşençayı kano için çok uygundur. Bölgede faaliyette bulunan seyahat acentaları kano turu düzenlemektedir. Tur, Kınık Beldesi'nde başlar ve yaklaşık 15 km.lik mesafe kanolarla geçilerek, Patara kumsalına ulaşılır. Eşen Çayı'nın oldukça sakin akması nedeniyle, herhangi bir tehlike yoktur. Nehir çevresinin manzarası ve bitki örtüsü etkileyicidir. Tur sırasında, yemek, yüzme ve çamur banyosu molası verilmektedir. Denizde yapılan kano sporu için, Kaş'tan arabalarla Üçagiz Köyüne gidilir. Burada kanolara binilerek, eşsiz koylar, tarihi güzellikler, Batık Şehir, Simena gezilir, yüzme ve yemek molaları verilir. Yaklaşık 4 saat süren tur oldukça renkli ve keyiflidir.

Doğa Yürüyüşü: Kaşta, Likya şehirlerinin birbirine yakın olması bu kentleri yürüyerek görmek isteyenler için yürüyüş güzergahları sunmaktadır. Yarımada, Limanagzı, Gedife Tepesi, Phellos, Gökçeören, Asaz Dağı, Gömbe yaylası alternatif yürüyüş parkurlarıdır.

Mavi Yolculuk: Kaş, 'Mavi Yolculuğun' önemli duraklarından ve başlama yerlerinden bir tanesidir. 'Kaş Yat Limanında' konaklayan teknelere, su, elektrik, benzin, duş ve çamaşırhane gibi imkanlar sunulmaktadır.

Balıkçılık: Kaş, Akdeniz'in en temiz ve berrak sularının bulunduğu, kirlenmenin olmadığı bir ilçedir. Bu yüzden, balık ve deniz ürünleri avcılığı gelişmiştir. Mercan, istakoz, palamut, kefal, kaya sokarı, orfoz, barbunya balıkları en çok avlanan balık türleridir. Ayrıca istakoz, ahtapot avcılığı da yapılmakta ve günlük olarak lokantalarda satılmaktadır. Son yıllarda, Gömbe ve Saklıkent'te Alabalık Çiftlikleri kurularak hizmete açılmıştır.

Plajlar: Sapsarı kum ve mavi denizin buluştuğu mekanlar, Kaş'ın benzersiz plajlarının adresleri olmuşlardır. Küçükçakıl, Büyükçakıl, Akçagerme ile Limanagzı önemli plajlardır ve yüzme tutkunları için ideal yerlerdir. Bir doğa harikası Kaputaş plajı Kaş'a 19 km. mesafededir. 192 basamakla plaja inilmesi, kumunun altın sarısı rengi ve mavinin her tonunun güneşle parlaması plajın çekiciliğini artıran özellikler arasında yer almaktadır.

Ne Yenir?

Akdeniz'in tipik mutfak yemekleri ünlüdür. Yörede, her mevsimde yetiştirilen taze tarım ürünleri, günlük olarak sunulmaktadır. Her türlü et yemekleri, deniz ürünleri ve balık çorbası meşhurdur. Yörede Arıcılık ve Bagcılık gelişmiştir. Karakovan balı ve çam balı, pekmez alınabilecek ürünlerdir. Yörede bol yetişen keçiboynuzundan yapılan keçi boynuzu pekmezi yöreye özgüdür.

Ne Alınır?

Kaş ve çevresinde el yapımı kilim ve dokumalar üretilmektedir. Yöreye özgü 'Barak kilimi' ve keçi tüyünden üretilerek dokunan kılçar ünlüdür. Dastar, tülbent, yemeni üretilerek hediyelik eşya olarak satılmaktadır. Ayrıca ceviz ağacından süslemeli çeyiz sandıkları, ağaçtan sehpalar, tahta kaşıklar ve oklavalar yörenin özellikleridir. Ayrıca Kaş'ın Cuma Pazarı da ünlüdür.

24 Ağustos 2010 Salı

Kuşadası Hakkında

Aydın il merkezine 71 km. uzaklıkta, Ege Bölgesi'nin denizle buluştuğu kıyı şeridinde yer almaktadır. Kuzeyde Selçuk ve Pamucak, güneyde Dilek Yarımadası ile sınırlanan ilçe merkezi İzmir, Efes, Meryemana, Milet, Didim, Pamukkale, Marmaris, Bodrum gibi önemli turistik merkezlerin odağında bulunmaktadır.

Kuşadası Limanı, Yunanistan'a ait Sisam adasına yakın olması nedeniyle, buraya gelen turistler için Türkiye'nin ikinci önemli deniz kapısıdır.

Ulaşım
Kuşadası'na kara ve deniz yolu ile ulaşım imkanı vardır. Kuşadası Limanı bölgenin önemli limanlarındandır. En yakın havaalanı İzmir'dedir.

Gezilecek Yerler
Güvercinada
19 yy.da Mora ayaklanması sırasında adalardan gelebilecek saldırılara karşı karakol olarak Osmanlılar tarafından yapılmıştır.

Kruvaziyer ve Yat Limanları
Kuşadası'nda turist gemilerinin yanaştığı iki adet iskele ve ayrıca 650 yat kapasiteli yat limanı bulunmaktadır. Kuşadası Limanına her mevsim gemiler yanaşmaktadır. Kuşadası limanından Yunan Adası olan Sisam (Samos)'a bahar ve yaz aylarında (1 Nisan - 20 Ekim arası her gün) düzenli olarak yolcu motor seferleri yapılıp, kış aylarında bu seferler charter olarak değişir. Limanda günübirlik ve saatlik piknik turu yapan yolcu motorlar mevcut olup, Mavi Tur yapan yatlar da yat limanında bulunmaktadır.

Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı
1618 yılında Sadrazam Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Dış duvarlarda görülen top delikleri şehrin korsan saldırılarına karşı korunması amacıyla yapılmıştır. Kale İçi Camii : 1618 yılında Sadrazam Öküz Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Plajlar
Kuşadası'nda bulunan plajlar; Kadınlar Denizi Plajı,Güvercin ada Plajı,Yılancı Burnu Plajı, Yavan su Plajı, Kuştur Plajı, Kara ova Plajı, Güzelçamlı Plajı, Sevgi Plajı, Kalamaki Plajıdır.

Kaplıcalar
Çıban (Yavan su) Kaplıcası, Venüs Kaplıcası, Güzelçamlı kaplıcası Kuşadası'nın önemli kaplıcalarıdır.

Bunları yapmadan dönmeyin
Öküz Mehmet Paşa Kervansarayını görmeden

Güvercin adayı gezmeden

Plajlardan denize girmeden

Dilek Yarımadası Milli Parkını gezmeden

Mavi tura katılmadan

Marmaris Hakkında

Marmaris yeşilin ve mavinin tüm tonlarını yılın on iki ayında görebileceğiniz cennet bir köşedir. Uzun kıyı şeridindeki koyların çokluğu , doğal liman oluşu, antik kentlere yakınlığı, doğal güzellikleri, mavi tur olanakları, modern yat limanları, körfezin her türlü su sporlarına olanak sağlaması, beş yıldızlısından başlayarak en mütevazı pansiyonuna kadar tüm turistlerin gönüllerince tatillerini geçirebile- cekleri cennet bir ilçedir.

Kısa bir süre öncesine kadar balıkçılığı, süngerciliği ve ıtırlı bitkileri ile tanınan Marmaris, bugün büyük bir turizm merkezi haline gelmiştir.

Kara ulaşımı yanı sıra Dalaman Havaalanı ve Rodos Feribotları ile kolayca dış dünyaya açılma imkanı bulan Marmaris, Datça yolu üzerinde bulunması, Fethiye yoluna yakınlığı nedeniyle önemini arttırmaktadır. Akdeniz'deki yatlar için oldukça uygun bir doğal limanı olduğu gibi, Yalancı Boğaz'daki atölyelerde yat imalatı ve bakımı yapılabilmektedir. Akdeniz iklimine sahip oluşu, kışın bile denize girme imkanı sağlarken, etrafını çepeçevre saran sık ve yüksek dağlar ile çam ormanları, dünyada ender görülen Günlük (Liquidamber Orientalis) ağaçları ve geniş yapraklı çınar ağaçları Marmaris'in yeşil dokusunu oluşturur.

Tarihçe
Tarihi M.Ö. 3400'lere kadar giden Marmaris'teki ilk yerleşimin, bölgeye başkanlarının adı Kar olan bir kavimin gelmesiyle başladığı iddia edilir. Bölgeye KARIA ismi Kar'ın ülkesi anlamında sonradan verilmiştir. Ege ve Akdeniz kıyılarının bereketi, bölgeyi devamlı çekici kılmıştır. Böylece, Marmaris zaman içinde pek çok medeniyetin hüküm sürdüğü bir yer haline gelmiştir. Bölgede yapılacak gezilerde Karia, Rodos ve Ada uygarlıkları, Mısır, Asdur, İon, Dor, Pers, Makedon, Suriye, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin izlerini görmek mümkündür. Pyhskos kentin ilk adıdır.

İklim
Akdeniz iklimi etkisi altında bulunan Marmaris'te yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçmektedir.

Ulaşım
Karayolu : Marmaris'ten Türkiye'nin hemen her köşesinden otobüsle ulaşma olanağı bulunmaktadır. Ayrıca, yakın yöreler olan Bodrum, Datça, Fethiye'ye de otobüs seferleri yapılmaktadır. Otobüs terminali ilçe merkezine 2 km. uzaklıktadır.
Otogar Tel: (+90-252) 412 30 37
Havayolu : Dalaman Havaalanı, ilçeye 100 km. uzaklıktadır. Ulaşım 7:30 - 22:00 arasında tarifeli seferler veya havaalanı servis araçları ile yapılmaktadır. Bodrum - Milas havaalanı (142km) diğer alternatif havaalanıdır.
Dalaman Hava Limanı Tel:(+90-252)792 52 91
Bodrum-Milas Hava Limanı Tel:(+90-252)523 01 01


Gezilecek Yerler
Marmaris Kalesi
Ionyalılar tarafından yapıldığı öne sürülen kale, Büyük İskender döneminde onarımdan geçirilmiş olup, Kanuni Sultan Süleyman tarafından, Rodos seferi sırasında (1522) büyük çapta genişletilip onarımdan geçmiştir. Kaleden gündüz ve gece olağanüstü bir Marmaris panaromasını seyretmek mümkündür.

Taşhan ve Kemerli Köprü
İskelebaşı semtindeki Taşhan (Muğla yolu 10 km.), kagir kemerli köprüsü ile birlikte kitabesine göre Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır.

Physkos Antik Kenti
Antik Caria bölgesinin önemli bir liman kenti olan Physkos'un kalıntılarını Marmaris'in kuzeyindeki Asar tepesinde görmek mümkündür. Bu kalıntılar (Akropol) üzerinde sur duvarları günümüze kadar varlıklarını korumuşlardır.

Loryma (Bozukkale) Antik Kenti
Bozburun yarımadasını güney - batı ucundaki Bozuk koyunda önceleri Oplosika (tophane) bükü adıyla bilinen bölgede, Rodos demelerinden Kasara'ya bağlı olan Loryma kasabası kurulmuştu. Yerleşim alanındaki en etkileyici yapı, koy girişine bakan Burunbaşı üzerinde bulunan iyi korunmuş berkitmedir. Düzgün kesme taş duvarcılığı ile örülen bu Rodos adasının kenarlarında dokuz dikdörtgen kule vardır. Bugün bunlardan yalnızca kuzeydeki çıkma kule görülebilmektedir.

Amos Antik Kenti
Antik Amos harabelerine Kumlubük koyunun kuzeybatısından, dik sahilin güneyindeki Asarcık denilen tepeden ulaşmak mümkündür. Amos, bir tepe üstünde yer alan tiyatro, tapınak ve bazı heykel kaidelerden oluşur. Amos'un çevresi aynı dönemden kalma bir surla çevrilidir. Rodos karşı yakasındaki üç tiyatrodan ikincisi olan Amos tiyatrosu bugün oldukça iyi durumdadır. Oturma yerleri, yan duvar ve sahne evinin üç odasını ayırt etmek mümkündür. Prof. E. Bean bölgede yaptığı kazılarda (1948) İ.Ö 200 civarına ait üç ayrı kira sözleşmesinin koşullarını ele alan dört yazıt parçasını ortaya çıkardı.

Cedrae Antik Kenti (Kleopatra veya şehir adaları)
Saray adası (Kleopatra Adası) Orta Ada ve Küçük Ada olmak üzere üç adadan müteşekkil olan Şehir Adalarından Saray Adasında Roma çağından kalma eski Cedrae ören yeri bulunmaktadır. Uzaklardan surların kalıntıları kolayca seçilebilir. Adanın kuzeybatı yanındaki küçük koyda halk arasında Kleopatra'nın yüzdüğü rivayet edilen çok ilginç bir plaj vardır. Efsaneye göre bu küçük koy Kleopatra ile Mark Antonius'un denize girdikleri yer olup, buranın kumu Antonius tarafından Kuzey Afrika'dan gemilerle getirilmiştir. Söylendiğine göre bu cins kum bugün yalnızca Mısır'da görülebilmektedir.

Saray adasının doğu kısmında surlarla çevrili yapı kalıntıları Roma döneminden kalmadır. En iyi durumda olan Küçük Tiyatro binasıdır. Dor'lara ait Apollon tapınağının temelleri üzerinde sonraki yüzyıllarda bir Hıristiyan bazilikası inşa edilmiştir. Saray adasının batı kesiminde bir Agora bulunmaktadır. Bir takım kitabelerden bu bölgede Apollon'un onuruna atletizm festivallerinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Küçük adasındaki nekropolün kalıntıları diğer buluntular ile sütün kabartmaları Ada'da görülebilir.

Hydas Antik Kenti
Erine - Bybassios yol güzergahı üzerinde Marmaris'e 35km. uzaklıkta bulunan Hydas'da sur kalıntıları, bu kalıntıların güneyinde kare planlı bir mezar anıtı yer almaktadır. Hydas'a 3 km. uzaklıkta, sahilde bir gözetleme burcu ve bu burç üzerinde birkaç mezar bulunmaktadır. Antik Hydas kasabası, Bozburun yarımadasının kuzeyindeki Selimiye koyundaki (Kamışlı Koy) kurulmuştur.

Erine
Marmaris'in güneybatısında Datça'ya uzanan yolun 20. km.sinde güneye Bozburun yönüne dönüldüğünde 2 km.lik asfalt yolla Hisarönü köyüne ulaşılmaktadır. Antik ören yerine buradan 3 km.lik stabilize orman yolu ile gidilir. Erine'de, Roma dönemine ait kalıntılar bulunmaktadır.

Castabus (Pazarlık) Antik Kenti
Bu antik ören yeri Hisarlık köyü yakınlarındaki Pazarlık mevkiindedir. Eren dağındaki bu kutsal yere Hisarönü ovasından bir saatlik tırmanışla ulaşılabilir. Tapınak kendisi için yapılan platformun üzerinde yer alır. İ.Ö. 4. yüzyıldan kalma Ion düzenindeki yapı, ayrıca Dor öğeleri de taşımaktadır. Platform üzerinde, tapınak temeli görülebilir. Platformu destekleyen göz alıcı duvarlar günümüze kadar varlığını sürdürebilmişlerdir. Güneydeki alanda yer alan yıkık tiyatro, tapınakla birlikte bölgede tanımlanabilen tek yapıdır.

Saranda (Söğüt) Antik Kenti
Marmaris'e 45km. uzaklıkta, bugünkü Söğüt köyü yakınındadır. Roma ve Bizans dönemlerinde kesintisiz olarak bir yerleşim birimi olma özelliğini sürdüren Saranda geç Bizans dönemine ait birkaç yapı kalıntısına rastlanmamaktadır.

Bybassios Antik Kenti
Erine yolu üzerinde, Bozburun yönüne devam edildiğinde Bybassios antik kentinin kalıntıları ile karşılaşılır. Bugünkü Orhaniye köyü, kalıntıların bulunduğu tepenin yamacına kurulmuştur. Kentin sur kalıntıları orman içinde dağınık bir arazide yer almaktadır.

Euthenna (Altınsivrisi) Antik Kenti
Cedrai -Marmaris çizgisinin batısında kalan bölgede, antik çağda Rodos'a bağlı iki önemli kasaba bulunmaktadır. Yerleşim alanını çeviren berkitme sur oldukça iyi durumdadır. Kıyıda ise, boraj kesme taş duvarı tarzı ile örülen antik iskelenin bir uzantısı ile karşılaşılır. Bu ören yerine Karacasöğüt köyü yolundan gidilebilir.

Türbeler ve Camiler
Sarıana Türbesi
Türbe, Sarıana mahallesinde, şehre kuzeydoğudan kuşbakışı bakan bir konumdadır. Yanında yeni bir cami bulunmaktadır. Kanuni Rodos seferine çıkmadan önce kehanetleriyle ünlü Fatma Anayı (Sarıana) burada ziyaret eder. Olumlu yanıt aldıktan sonra Rodos kuşatmasına başlar. Marmaris'ten hareketinden önce, binlerce Osmanlı askeri Sarıana'nın ineğinden sağılan sütle kahvaltı yaparak sefere çıkar.

İbrahim Ağa Cami
İbrahim Ağa tarafından 1789 yılında Kemeraltı mahallesinde yaptırılmıştır. Üzerindeki büyük kubbe mimari açıdan dikkati çeker.

Plajlar
Cennet Adası
Marmaris'e 30 dakikalık bir yolculuk ile ulaşılabilen ada, aslında bir yarımada olup tamamen ormanlarla kaplıdır. Pansiyon ve lokanta gibi hizmet birimlerinin mevcut olduğu Cennet Adası sezon boyu tur teknelerinin uğrak yeri olup yüzme ve eğlence için elverişli bir bölgedir.

Fosforlu Mağara
Turunç ve Kumlubük'e tur teknelerinin uğrak yeri olan bu doğal mağara, akvaryumu andıran yeşil ve turkuvaz renkli sularda yüzme imkanı sağlamaktadır.

İçmeler
İlçeye 10 km. uzaklıkta bulunan İçmeler, turistik tesisleri, plajı ve eğlence yerleri ile sayılı turistik beldelerimizden biri olmasının yanında hazım sistemine iyi gelen içme suyu ile de dikkat çekmektedir.

Turunç
Marmaris'e 21 km. uzaklıktaki Turunç köyüne hem deniz yolu hem de karayolu ile ulaşabilmek mümkündür. Eski bir balıkçı kasabası olduğu bilinen köy günümüzde her türlü konfora sahip turistik tesisleri, pansiyonları ve çardak lokantaları ile yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekmektedir.

Kumlubük
Turunç'tan 6 km'lik bir yolla ulaşılan Kumlubük'e Marmaris'ten deniz yolu ile de ulaşabilmek mümkündür. Yeşil ile mavinin iç içe girdiği yöre, temiz denizi ve harika kumu ile bölgenin en gözde plajlarından biridir.

Çiftlik
Deniz yolu ile 2 saatlik bir yolculukla gidilebilen Çiftlik köyüne ayrıca Bakır köyü üzerinden de ulaşabilmek mümkündür. İri kumlu plajı ve çardak lokantaları ile bilhassa yatçıların konaklamak için seçtikleri bir koydur. Koyun içinde küçük bir adası bulunan köy, jeep türü araçlar ile safari turu yapanlar tarafından da tercih edilmektedir.

Günnücek
Marmaris'e 2 km. uzaklıkta bulunan Günnücek'te dünyada eşi çok az görülen günlük (Liquidamber orientalis) ormanı bulunmaktadır. Bu ağaçlardan elde edilen sığla yağı ilaç ve parfümeri sanayinde kullanılmaktadır.

Yalancı Boğaz
İlçeye 8 km. uzaklıkta bulunan bu kara parçası, bir gemi kaptanının fırtınalı bir havada burayı körfeze açılan boğaz zannedip gemisini karaya oturtmasından sonra 'Yalancı Boğaz' adını almıştır. Ağaç yapımı Gulet tersanelerinin bulunduğu bu yöre mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisidir.

Mesire Yerleri
Turgut (Şelale)
Marmaris'ten 35 km. uzaklıkta bulunan Turgut köyü yolundan 15 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılabilen şelalenin suyu 10 metre yükseklikten akmaktadır.

Bozburun
Marmaris'in 50 km. Batısında kalan köy otobüslerin mutlaka mola verdikleri, çam, çiçek ve kekik balı ile ünlü bir köyümüzdür. Ülkemizin abide ağaçlarından birisi olan yaklaşık 1000 yıllık ulu bir ağaç bulunmaktadır. Köyde, 26 Ekim - 28 Ekim tarihleri arasında Uluslararası Bozburun Gulet Festivali kutlanmaktadır.

Yatçılık
Doğal bir liman olan Marmaris Körfezi 1100 kapasiteli üç marina ve 1200 yat kapasiteli 9 yat çekek yerine sahiptir. Mavi yolculuğun odak noktasında bulunan yörede yat turizmini geliştirmek amacıyla çeşitli festivaller düzenlenmektedir. Uluslararası Yat Festivali ve Uluslararası Marmaris Yat Yarışlarını yörenin belli başlı etkinlikleri arasında sayabiliriz.

Marmaris Müzesi
Yat Limanı arkasında bulunan kalede yer alan Marmaris Müzesi, kalenin 1980?1990 yılları arasında restore edilmesiyle 1991 yılında ziyarete açılmıştır. Beşik tonozlu giriş bahçeye açılmaktadır. Avlunun sağındaki ve solundaki merdivenler surlara çıkış sağlamaktadır. Beşik tonozlu mekanlardan ikisi Arkeoloji Salonu olarak düzenlemiştir. Bu salonlarda Helenistik, Roma, Bizans dönemlerine ait amphoralar ile Knidos, Burgaz, Hisarönü kazılarından çıkarılan pişmiş toprak kandiller, figürinler, cam eserler, sikkeler, süs eşyaları sergilenmektedir.

Etnografya Salonunda ise, Osmanlı dönemi sonuna tarihlenen günlük yaşamla ilgili dokuma, halı, kilim, mobilya, bakır mutfak eşyaları, silahlar, takılar sergilenmektedir. Ayrıca bahçede de çeşitli taş eserler bulunmaktadır.

Ne Yenir?
Marmaris'in tarhanası, dondurması ve surası meşhurdur. Börülce ve et suyundan pişirilen tarhana yaz ayında kışlık olarak hazırlanır. Etin pirinç ile doldurulması suretiyle hazırlanan sura kurban bayramında ve Hıdırellezde her evde pişer.

Ne Alınır?
Geleneksel kadın el sanatları içinde en gelişmiş olan iğne oyalarının türlü çeşitlerini, Marmaris'te bulmak mümkündür. Liman ve çevresi, kale içi ve kale yolundaki mağazalarda,ülkemizin diğer yörelerinden getirilen bakır, ahşap işi dekoratif malzemeler, takılar, yöresel giysiler turistlere sunulmaktadır. Bu arada yöreden reçel ve bal almayı sakın unutmayın.

Bunları yapmadan dönmeyin
Mavi tura katılmadan

Marmarisin eşsiz güzellikteki beldelerinde Turunçu, Cennet adasını, Bozburunu, Turgutşelalesini, Yalancı boğazı, Günnüceği ziyaret etmeden

Marmaris Müzesini gezmeden

Marmaris tarhanası, sura dondurmasını yemeden

Sayısız antik kentlerini ziyaret etmeden

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Fethiye

Aydınlıklar Ülkesi'nin el değmemiş bakiresi Fethiye, Akdeniz'in içinde irili ufaklı adaların serpiştiği Fethiye körfezinde arkası çam ormanlarıyla çevrili kuzeye açık bir koyda yer alır. Kaya mezarları ve kale önünden bir düzlüğe, Karagözler'den denize doğru iner. Ufkunu şövalye adası, Günlükbarı ve karşılarındaki dağlar oluşturmaktadır.


Fethiye, Persler, Likyalılar, Karyalılar, Romalılara ait eserleri ile tanınmıştır. Kültürel zenginliği, doğal güzellikleri ve coğrafyası ile önemli turizm merkezlerimizdendir.

Tarihçe

Likya-Karya sınırında bir kıyı kenti olan bugünkü Fethiye'nin Antik Çağlardaki adı Telmessosdur. Kuruluşuna ilişkin kesin bir bilgiden yoksun olduğumuz kentin bilinen en eski yazılı belgelere göre M.Ö. V. yüzyıldan beri var olduğu söylenebilir. Telmessos uzun süre Likya'dan ayrı bağımsız bir kent olarak varlığını sürdürdü. Kent sırasıyla Pers, Büyük İskender, Roma, Bergama Krallığı, Bizans, Menteşeoğulları ve Osmanlıların egemenliğinde kalmıştır.

İklim

Yörede, sıcak ve kurak yazları, ılık ve yağışlı kışları ile Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir. Yaz aylarında 30 derece civarında olan sıcaklık, kışın genellikle 10 derecenin üzerindedir. Deniz suyu sıcaklığı hiçbir mevsimde 16 derecenin altına düşmez.

Ulaşım

Karayolu: Muğla, Antalya ve Burdur bağlantılı üç karayolu Fethiye'yi Türkiye'nin bütün kentlerine ulaştırır.
Terminal Tel: (+90-252) 262 46 87
Havayolu: Havayolu ulaşımı için en yakın alan, 50 km. uzaklıktaki Dalaman ve 255 km. uzaklıktaki Bodrum havaalanlarıdır. Türk Hava Yollarının yaz kış sürdürdüğü seferlerin yanı sıra, turizm sezonu boyunca pek çok Avrupa kentinden düzenlenen uçuşlardan yararlanmak mümkündür. Yine üç saatlik bir uzaklıkta olan Antalya Havaalanı da Fethiye'ye ulaşımı sağlayan diğer önemli odak noktasıdır.
Denizyolu: Çok korunaklı bir doğal yapıya sahip olan Fethiye Limanı bütün yatçıların uğrak yeridir. Türk Denizyollarına ait gemiler de yaz aylarında düzenlenen Akdeniz turlarında Fethiye'ye uğramaktadır.

Gezilecek Yerler

Gemiler Adası

Ölüdeniz ya da Gemiler Koyu'ndan teknelerle ulaşılan ada üzerinde M.S. 5 -11. yy.lar arası yapılmış Bizans dönemine ait kilise, şapel sivil yapı kalıntıları bulunmaktadır. Hıristiyanlığın ilk yayılma merkezlerinden biri olması nedeni ile önem taşımaktadır. St. Nicolas olarak da bilinen ada, Mavi Tur teknelerinin uğrak yeridir.

Araxa Antik Kenti

Fethiye'ye 40 km. uzaklıkta Antik Xanthos Çayının çıktığı yerde kurulmuştur. Bu olağan üstü su kaynağı mitolojik öykülere konu olmuştur. Bugün Ören Köyü sınırları içerisinde kalan kentten günümüze sur kalıntıları, hamam ve Bizans dönemine ait su yolu kalmıştır.

Tlos Antik Kenti

Fethiye'ye 45 km. uzaklıktadır. Likya Federe Birliğinin 6 büyük kentinden biri ve birliğin ''spor merkezi'' dir. Uçan kanatlı atı Pegasus ile ünlenen Mitolojik kahraman Bellaforonte'nin yaşadığı kent olarak bilinir. Likya bölgesindeki en eski kent olduğu ve kuruluşunun İ.Ö. 2000'lerden önceye dayandığı arkeoloji kazıları ile tespit edilmiştir. Kent akropolünün doğal kayası üzerinde oluşturulan mezarlığı, Likya'nın en güzel ev tipi mezarları ile süslenmiştir. Nekropoldeki İ.Ö. yy.a tarihlenen kral tipi mezarın ise Bellaforonte'ye adandığı bilinir.

Letoon Antik Kenti

Fethiye'ye 55 km. uzaklıkta, Likya Federe Birliğinin dinsel merkezidir. Tanrıça Leto,Tanrıça Artemis ve Tanrıça Apollon'a adanmış 3 tapınağı ile ünlüdür. Arkeoloji kazıları 1962 yılından bu yana sürdürülen Letoon'da bölgenin erken Hıristiyanlık dönemine ilişkin kiliseleri de ortaya çıkartılmıştır.

Pinara Antik Kenti

Akdağ'ın eteklerinde Fethiye'ye 55 km uzaklıktadır. Likya'nın en büyük kentlerinden biridir. Bölgedeki ilk güzellik yarışmasının yapıldığı kent olarak bilinir ve tanrıça Afrodit'e adanan ilginç mimari özellikteki tapınağı ile önem kazanmıştır. Yüzlerce "güvercin yuvası" biçiminde hazırlanmış halk tipi mezarları Nekropolis'ini benzersiz kılar.

Cadianda Antik Kenti

Fethiye'den 25 km. uzaklıktaki Üzümlü sınırlarındadır. Likya Federe Birliğine en son katılan kent olarak bilinir. İlginç fizik yapısı içinde kurulan kent doğal nedenlerle oldukça yıpranmıştır. Fethiye Müzesince gerçekleştirilen kazılar sonrası ortaya çıkan Tiyatrosu, Agorası,Stadyum-Hamam kompleksi ve anıt mezarları ile son yıllarda bölgenin ilgi odağı haline gelmiştir.

Kayaköy

Kuruluşu kesin olarak bilinmeyen ve depremler sonucu birkaç ev tipi mezarı dışında bütünüyle yok olan antik Karmillassos'un üzerinde 14. yy. dan başlayarak kurulmuş bir Rum yerleşimidir. Eski adı Levissi'dir Yaşamı boyunca çevresindeki beş Türk köyünün halkı ile bütünleşen ve dostluk, kardeşlik, barış kavramları üzerinde insanlık dersleri veren Kaya köy bölgemizin gurur kaynaklarından biridir. 1922 yılında Türk ve Yunan hükümetleri arasında imzalanan bir "nüfus değişimi" anlaşması uyarınca, Kaya köyün Rum ahalisi ile Batı Trakya'da yaşayan Türk ahali karşılıklı olarak yer değiştirmiştir.

Telmessos Antik Tiyatrosu

Antik kaynaklar Telmessos'da büyük bir tiyatronun olduğundan bahsetmekteydi. 1993 yılında Fethiye Müze Müdürlüğü başkanlığında yapılan sondaj kazılarında erozyonla dolmuş olan 3-4 metrelik toprak tabakası altında tiyatronun oturma sıraları bulunmuştur. 1995 yılına kadar sürdürülen çalışmalar sonucu tiyatrodan kalabilen tüm kalıntılar bugün gün ışığına çıkartılmıştır. Erken Roma döneminde inşa edilen, M.S. 2.yüzyılda onarım geçiren tiyatronun 5000 kişi kapasiteli olduğu ve Bizans döneminde arena olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Şimdiki haliyle 1500 kişinin kullanımına cevap veren Telmessos Tiyatrosu'nun onarımı için röleve projesi tamamlanmıştır.

Cezayirli Cami

Cami, 1791 yılında Cezayirli Hasan Paşa tarafından yapılmıştır. Hasan Paşa ayrıca Kemer Köprüsü, Yayla yolundaki Paşa Hanı, Yaka köyündeki su kemerleri gibi birçok yapıtı Fethiye'ye kazandırmıştır.

Hanlar

Fethiye'nin başlıca hanları; Ilıca Hanı (Üzümlü yolu üstünde), İncir Hanı, Karatoprak Hanı (İnbecik yolunda), Kemer-Seki yolunda Paşa Hanı, Daydur Hanı ve Naldöken Hanlarıdır.

Likya Kaya Mezarları

Şehir içinde Likya döneminden kalma M.Ö. 4.yy. eserleri dikkati çeker. Bunlar, şehrin simgesi haline gelen doğal kayaya oyulmuş mezarlardır. Çok sayıda düzgün basamaklarla mezarların en güzel ve en görkemlisi olan Amintas'a ulaşılır. Bu mezar aşağıdaki düzlükten de kolaylıkla görülür ve yaklaştıkça, büyüklüğü karşısında duyulan hayranlık artar. Soldaki sütunun orta kısmında, M.Ö. 4. yy. alfabesi ile ''herpamiasoğlu amintas'' yazılıdır. Bu kişinin kimliği tam olarak bilinmemektedir. İlçede görülmeye değer pek çok lahit mezar bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Likya dönemine ait olanıdır. Deniz içerisinde yükselen mezarın ilginç bir görünümü vardır. İki katlı ön yüzünde dörtgen, ahşap kirişleri andıran oymalar ve gotik stili kemerli bir kapağı bulunmaktadır. Kapağın her iki yanı savaşları resmeden fresklerle bezenmiş olup, bunların kişinin yaşamı ile ilgili olduğu sanılmaktadır.

Fethiye Kalesi

Şehrin güneyinde yükselen kalenin, Aziz John'un şövalyelerine ait olduğu sanılmaktadır. Duvarlara oyulmuş birkaç yazı, tarihi belirsiz bir sarnıç dışında, tepenin doğu yüzünde küçük ve basit iki kaya mezarı bulunmaktadır.

Fethiye Plajları

Ölüdeniz: "Tanrının Dünyaya Bağışladığı Cennet" olarak nitelendirilen Ölüdeniz, 3 km'lik bir kumsala sahip bulunmaktadır. Ölüdeniz'de, açık ve koyu mavinin, açık ve koyu yeşil ile iç içe girdiği bir renk armonisi içinde yüzmenin doyumsuz mutluluğu tadılabilir. Yılın on ayı ılık ve durgun suyu ile doğal lagün görünümündeki Ölüdeniz; yerli ve yabancı turistler tarafından en çok tercih edilen yerlerden birisidir.

Fethiye'ye 14 km. uzaklıktaki Ölüdeniz ile Belcekız Plajı'nı, Kumburnu birbirinden ayırır. Belcekız'daki çok sayıda pansiyon, kamp, motel ve lokanta yılın her mevsimi hizmete açık bulunmaktadır. Çam ağaçları ile kaplı tertemiz kumsalı ve berrak denizi ile Kidrak buraya 3 km. uzaklıktadır.

Kıdrak Plajı: Belceğiz'in 3 km. güneyindeki koy, sık çam ağaçları, temiz kumsalı ve berrak denizi ile ideal bir günübirlik dinlenme yeridir.

Kelebekler Vadisi: Ölüdeniz'den 5-7 km. uzaklıkta, etrafı ortalama 350 m. yükseklikte dağlarla çevrili bu ilginç kanyon, adını Temmuz-Eylül ayları arasında görülen 'Jarsey Tiger' adlı kelebeklerden almıştır. Yaz kış akan küçük şelale, geniş kumsal, tertemiz deniz, pırıl pırıl çakıl taşları ve çevreyi süsleyen pembe zakkum çiçekleri ile küçük bir yeryüzü cenneti olan koya ulaşım, Ölüdeniz'den teknelerle sağlanmaktadır. Dünya gezginlerinin buluşma yeri olan vadide çadırlı kamp alanı, restoran, bar, ruf, duş, kabin vb. olanaklar sunulmaktadır.

Saklıkent: Fethiye'ye 50 km. mesafede, Muğla ' Antalya il sınırını teşkil eden Karaçay Deresi kenarında, uzunluğu 18 km., yüksekliği yer yer 600 m'yi bulan muhteşem bir kanyon içine gizlenmiş eşsiz bir doğa harikasıdır. Dimdik sarp kayalıkları, çınar ağaçları, pırıl pırıl akan coşkulu kaynak suları ile doğa tutkunları için dağcılık, yürüyüş, yüzme olanakları sunan eşsiz bir turizm merkezidir.

Yakapark: İnsan emeği ve yaratıcılığı ile doğanın engin zenginliğinin birlikte oluşturduğu, su sesi ve kuş sesinin gizeminde unutulmaz anların yaşanacağı bu eşsiz dinlenme yerine Yaka köyünden 2 km'lik bir yolla ulaşmak mümkündür.

Göcek: Fethiye'ye 30 km. uzaklıkta, Fethiye-Muğla karayolu üzerindedir. Şirin bir balıkçı kasabası görünümünde olan Göcek, son yıllarda yat turizminin en önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Doğal limanının yanı sıra etrafını çevreleyen çamlık tepeleri, yakınındaki ören yerleri, çok sayıdaki adaları ve koyları ile eşsiz bir turizm cennetidir. Son yıllarda sayıları hızla artan modern konaklama tesisleri ve marinası ile eşsiz bir turizm cenneti olma yolunda olan Göcek, Dalaman Havaalanı'na 20 km. mesafededir.

Adalar: Birbirinden güzel sayısız koylarla süslü Kapıdağı Yarımadası ve adalardan oluşan, balıkçıların 'Karanlık İçi' olarak tanımladıkları bölge mavi yolculukların vazgeçilmez uğrak yerlerinden biridir. Fethiye ve Göcekten düzenlenen günübirlik turlarla da ulaşılabilen Yassıca Adalar, Hamam Koyu, Kurşunlu Koyu, Yavansu, Bedri Rahmi Koyu, Tersane Adası, Göbün Koyu, Boynuzbükü, Göcek Adası, Domuz Adası, Zeytin Adası, Kızıl Ada yörede '12 Adalar' olarak da anılmakta ve önemli bir çekim alanı özelliğini taşımaktadır.

Oyuktepe Koyları: İlçedeki iki büyük tatil köyünün de yer aldığı yarım adadaki Mempaşa, Küçük Samanlık, Boncuklu, Kuleli, Aksazlar, Akvaryum, Turunç Pınarı gibi doğal koylar, özellikle yöre halkının sıkça gittiği günübirlik mesire yerleridir.

Katrancı Koyu: Fethiye'ye 17 km. uzaklıkta Muğla ' Fethiye karayolu üzerindedir. Denize kadar uzanan sık çam ağaçları ile kaplı koy, mavi ve yeşilin en güzel uyumunu sergiler. Koyda orman içi dinlenme alanı olup, duş, WC, kabin, içme suyu, büfe, kameriye, otopark gibi hizmetler mevcuttur. İdeal bir çadırlı kamping ve mesire yeridir.

Günlük (Küçük Kargı): Fethiye'ye 18 km. uzaklıkta, Muğla karayolu üzerinde bulunan koy dünyada eşine az rastlanan, güzel kokulu ve sık 'günlük ağaçları'yla bezenmiştir. Pek çok hastalığın (kaşıntı, astım, bronşit, ülser ve mide rahatsızlıkları) tedavisinde ve parfümeri sanayiinde kullanılan sığla yağı, günlük ağacın salgısıdır.

Çalış Plajı: Kent merkezine 5 km. mesafede, Şövalye Adası karşısındadır. 4 km'lik kumsal boyunca oteller, pansiyonlar, kampingler ve lokantalar bulunmaktadır. Yeryüzünde gün batımının en güzel izlendiği yerlerden biri olarak nitelendirilen Çalış Plajı, su sporlarına elverişli denizinin yanında, 'Caretta caretta' adıyla bilinen deniz kaplumbağası türünün kuluçka alanlarından biri olması dolayısı ile de ilçe turizminin en gözde yerlerinden biridir.

Hisarönü, Ovacık: Ölüdeniz beldesinde bulunan bu iki tipik Türk köyü, son yıllarda turizm potansiyellerini yoğun konaklama, alışveriş ve eğlence merkezi haline dönüştürebilmişlerdir. Ölüdeniz, Babadağ, Kaya köyü gibi çekim alanlarına da yakın olan bu iki köy, günümüzde özellikle yabancı turistlerin büyük ilgisini çekmektedir.

Sportif Etkinlikler

Yamaç Paraşütü | Hava Sporları: Yamaç Paraşütü Detaylı Bilgi

Fethiye'de 6 Seyahat Acentesi tarafından, 1975 metre yükseklikteki Babadağı'n doruklarından gerçekleştirilen yamaç paraşütüne ilgi, tüm dünyada bir çığ gibi büyümektedir. Termik noktalarının zengin ve yaygın olması, atlayıştan sonra, daha da yükselerek deniz üzerinde uçabilme özelliği, çevredeki bitki örtüsünün zenginliği, doyumsuz güzellikteki Ölüdeniz manzarası, denize sıfır inen tatlı bir eğim ve daha pek çok nedenle Babadağ, rakipsiz bir yamaç paraşütü merkezi konumundadır.

Diving (Dalış)

Fethiye'de çok sayıda dalış okulu ve kulübü tarafından dalış turları düzenlenmektedir.

Rafting

Seyahat Acentaları tarafından Eşen çayı ve Dalaman Çaylarında rafting ve kano hizmeti verilmektedir.

Fethiye Müzesi

1960'lı yıllarda depo müze olarak kurulan Fethiye Müzesi 1987 yılında yeni binasının inşa edilmesiyle teşhir'tanzim yapılarak ziyarete açılmıştır. Arkeolojik Eserler Salonu ve Etnografik Eserler Salonu olmak üzere iki teşhir salonu vardır.

Arkeoloji bölümünde seramik eserler, heykeller yer almaktadır. Bunların içinde Likçenin çözümünde önemli bir rol oynayan bir trilingual (üç dilde) stel, Kumrulu Genç Kız heykeli de bulunmaktadır. Etnografik bölümde yöreye has el dokuma örnekleri, dastar tezgâhı, gümüş takılar sergilenmektedir. Açık teşhirde ise büyük taş eserler, lahitler, Izraza Anıtı teşhir edilmektedir.

Müze Tel: (+90-252) 614 11 50
Açık olduğu saatler: 09.00 ile 18.00
Açık olduğu günler: Pazartesi hariç hergün


Ne Alınır?

Fethiye Çarşı ve pazarlarında, yöre köylülerinin dokuduğu kaya halıları, üzümlü motifli destarları, yün ve kıldan yapılan kolonlar, heybeler ve çuvallardan, Karaçulha kilimlerinden alınabilir.

Bunları yapmadan dönmeyin

Ölü Denizi görmeden

Kelebekler Vadisine gitmeden

Göcek'de balık yemeden

Kayaköy'ü görmeden

Fethiye'de üretilen Üç Telli, Sipsi ve Kabak Kemani almadan

Yöresel çalgıların, dansçıların katıldığı Türk gecelerini izlemeden

Yaylada kıl çadırda kalmadan

Bodrum Muğla

Homeros'un 'Ebedi mavilikler ülkesi' dediği ve bir diğer Bodrumlu Cevat Şakir'in de 'başka yerde olup nur içinde yatılacağına burada nur içinde yaşanır' demesi boşuna değildir. Tarih boyunca, önceki adıyla Halikarnassos, sonra da Bodrum, paylaşılamayan ve uğrunda hep mücadele edilen bir yer olmuştur.


Bodrum, doğu ve batı limanlarının birleşmesinden meydana gelen yarımada üzerinde yükselen kalesi ve iki limanın kıyılarına dizilmiş bembeyaz evleri, gümbetleri ve denize inen daracık sokakları şöhreti dünyaya yayılmış yatları, tersaneleri ile ünlü bir yöredir. Bugün Bodrum, bir tatil yöresinden beklenen tüm unsurları bünyesinde toplamış, yaz-kış yaşanabilecek önemli bir turizm merkezidir. Dünyanın dört bir yanından gelen zengin yatçılardan kısıtlı bütçesiyle bir pansiyonda uzun yaz tatili geçirebilen gelir gruplarına kadar tüm kesimlerin beklentisini karşılayacak donanıma sahiptir.

Tarihçe

Bodrum geçmişte bir çok uygarlığa beşiklik etmiştir. Çağlar boyunca Ege adalarından gelenlerin sayısız istilasına uğrayan Bodrum, Akdeniz'de hakimiyet kurmak isteyenler için önemli bir merkez olmuştur. Ionia ile Likia arasında kalan bölgede diğerlerine göre daha küçük olan Karya (Karia) yer alır. Halikarnassos, (Bodrum) Karya'nın önemli şehirlerinden birisi oldu. Bölge tarihçi Heredot'u, tarihin ilk kadın amirali olan I. Artemisia ve onun kadar başarılı amiral olan II. Artemisia'yı, Leachares, Shepas gibi sanatçıları yetiştirmiştir.

Bodrum tarih boyunca Preslerin Makedon'ların, Roma İmparatorluğunun ve Bizans'ın egemenliği altına girmiştir. Bizans, 1071 yılında Malazgirt'te Selçuklu Sultanı Alpaslan'a yenilmesinden sonra Anadolu hakimiyetini kaybetmiştir. Osmanlı hükümdarı Mehmet Çelebi tarafından 1415 yılında Halikarnassos'a yerleştirmiştir. Rodos Şövalyeleri, bu günkü Bodrum Kalesini inşa ederek yörede egemenlik kurmuşlardır. Akdeniz'i bir Türk gölü haline getiren Kanuni Sultan Süleyman 1522 yılında düzenlediği Rodos Seferinde Rodos ile birlikte Bodrum'u da Osmanlı topraklarına katmıştır.

İklim

Kışları ılık ve yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır. Ancak yazın öğleden sonra esen "meltem" sıcağın etkisini azaltır.

Ulaşım

Karayolu: Bodrum'a ülkemizin tüm illerinden düzenli otobüs seferleri ile ulaşılmaktadır. Otobüs terminali şehir merkezindedir.
Otogar Tel: +90 252 3162637
Denizyolu: Yunan Adaları İstanköy'e (Cos) ve Rodos'a düzenli feribot seferleri yapılmaktadır. Bodrum'dan Datça (Knidos) , Didim ve Dalyan'a da deniz bağlantıları bulunmaktadır. Feribot ve deniz otobüslerinin hareket noktaları Ana Limandadır.
Bodrum Feribot Acentesi: +90 252 3160882
Bodrum Express (Deniz Otobüsü): +90 252 3161087
Havayolu: Bodrum-Milas Havaalanı ilçe merkezine 30 km. uzaklıktadır. Ulaşım THY servisleri, taksi ve dolmuşlarla yapılmaktadır.
Havalimanı Tel: +90 252 5230101
notepad

Gezilecek Yerler

Antik Tiyatro

Bodrum-Turgutreis yolu üzerinde yeralmaktadır. 13.000 kişilik tiyatronun yapılan kazılardan sahne bölümü ortaya çıkarılmış ve oturma yerleri restore edilmiştir.

Kaya Mezarları

Tiyatronun daha yukarısında ve yamaçta Helenistik ve Roma devrine ait kaya mezarları bulunmaktadır.

Myndos Kapısı

Kentin batısında, Halikarnassos'un giriş kapılarından biriydi. Myndos kapısı iki anıtsal kule ile onların ardında şehre girilen kapının yer aldığı bir iç avludan oluşmaktaydı. Bu kapının kuzeyinde yer alan surlar ile kulelerin onarımının birinci aşaması 1999 yılında tamamlanmıştır.

Çıfıt Kale (Aspat)

Yarımadanın güneybatısında Bağla koyuna yakın bir kayalık üzerinde kurulmuştur. Çeşitli uygarlıklara ait kalıntılar yer almaktadır.

Stratonikeia Antik Kenti

Yatağan - Milas karayolu üzerinde bulunan Eskihisar köyündeki harabeler Karya, Roma, Bizans devirlerine ait zengin kalıntılara ev sahipliği yapmaktadır.

Lagina Antik Kenti

Yatağan'ın Turgut mevkisindeki Hekate tapınağına toprak yoldan (9 km.) gidilerek ulaşılır. Karia'nın önemli merkezlerinden biri olan Lagina'nın antik bronz çağından beri yerleşim olduğu, yapılan kazılardan anlaşılmaktadır.

Sedir Adeun (Kedreae) Antik Kenti

Gökova - Akyaka'dan ya da Çamlıköy'den denizyolu ile ulaşılabilen Sedir Adası, doğal ve tarihi güzellikleriyle yörenin gözde ören yerlerindendir. Apollo Tapınağı, tiyatro, antik liman ada da görülecek ilk kalıntılardır. Ünlü Kleopatra plajı da bu adadır.

Sarnıçlar

Yarımadanın hemen tamamında Osmanlılar tarafından yapılan ve bugün 'Gümbet' olarak tanımlanan sarnıçlar görülür. Zamanın zenginleri tarafından kendi adlarına inşa edilmişlerdir.

Bodrum Kalesi (Saint Petrum)

M.S. 15. yy.da Rodos Şövalyeleri tarafından St. Peter adına 99 yılda inşa edilmiştir. Halikarnassos'un ilk kurulduğu noktada Zephyrion adası üzerine kurulmuştur. Kale'nin yapımı sırasında Mausolos Anıt Mezarının taşları ve rölyefleri kale duvarlarında kullanılmıştır. Osmanlılar zamanında Kale içindeki kiliseye bir minare ilave edilerek bir cami haline getirilmiştir. Ayrıca bir de küçük Türk Hamamı inşa edilmiştir. 1595'te hapishane olarak kullanılan Kale bugün müze olarak düzenlenmiştir. Yaklaşık 30.000 m²'lik alana sahip olan kalede 5 kule vardır. Bunlar Fransız, İngiliz, İtalyan, Alman kuleleri ile Yılanlı Kule'dir.

Camiler, Türbeler

Mustafa Paşa Cami: Kızılhisar'lı Mustafa Paşa, Bodrum'a tersane yaptırmak için geldiğinde bu camiyi yaptırmıştır (1723).
Tepecik Cami: Mustafa Paşanın kahyası Hamam Ağa tarafından yaptırılmıştır.
Adliye Cami: II. Abdulhamit'in gönderdiği ve halktan toplanan paralarla 1901 yılında yapılmıştır.
Şaldırşah Horasani Türbesi, Kubbeli Türbesi, Mustafa Paşa ve Kaptan-ı Derya Cafer Paşanın mezarlarının bulunduğunu Mustafa Paşa Türbesi, Koyunbaba Türbesi görülmeye değer yerlerdir.

Eğlence Yerleri

Bodrum Ege kıyıları içinde yaşamının renkliliği ile tanınmış en önemli ilçemizdir. Günün her saatinde değişen canlılığı ve renkliliğin yanı sıra, gece yaşamının olanca çekiciliği Bodrum'un ana karakteridir. İskele Meydanından başlayıp Kumbahçe Mahallesinin sonuna kadar devam eden Cumhuriyet caddesinde yaz geceleri adım başı rastlanan meyhaneler diskotekler, tavernalar ve barlar her yaştan insanın eğlenmesine olanak tanır. Bodrum gecelerinin gizemli koyuluğu içinde, eski çağlardan kalmış bir tılsım gibi parıldayan kalenin manzarası, Bodrum akşamlarına ayrı bir güzellik katar. Cumhuriyet Caddesindeki barların yanı sıra Banka Sokak ve iç limanda da pek çok eğlence yeri bulunmaktadır. Taverna müziğinden caz müziğine kadar her türlü müziğin dinlenebileceği barlarda, Bodrum geceleri olanca çekiciliği ile yaşanır.

Yat Turizmi

Yapım, bakım, onarım ve işletmeciliği kapsayan yat turizminin merkezi Bodrum'dur. İçmeler Tersanesinde ismi artık neredeyse Bodrum'la özdeşleşmiş gulet tipi tekne yapımı geleneği sürdürülmektedir. Tersane büyüklüğündeki tesiste de modern teknoloji ile 30 metre uzunluğundaki lüks yelkenli yatlar inşa edilebilmektedir.

Bodrum'da 275 yat kapasiteli marina bulunmaktadır. Ayrıca 12 çekek yerinde yatların bakım, onarım ve kışlama hizmeti verilmektedir. Bodrum yat yarışları, tamamıyla deneyimsiz insanların hatta bebeklerin bile katılabildiği belki de dünyadaki tek yat yarışıdır. Bodrum Cup, 15-30 m. uzunluğunda, lüks guletlerin yarıştığı en konforlu yarıştır. İsteyen yarışa aktif olarak katılmakta veya işi mürettebata bırakarak çevrenin tadını çıkarabilmektedir.

Mavi Yolculuk

Bodrum'dan güneydoğuya doğru uzanan Gökova Körfezi, Halikarnas Balıkçısı ve Azra Erhat'ın keşfettiği bir deniz yolculuğu olarak, onların bu adı vermelerinden beri 'Mavi Yolculuk' diye anılır.

Bodrum'dan demir alan tekneler Gökova'ya doğru ilerlerken mavi ile yeşilinin ahengini berrak suların altındaki güzellikleri keşfederler. Bodrum'da yüzlerce yıldır süren tekne yapımı ve denizcilik turizm talebiyle artmış, yat turizmi Bodrum için en önemli gelir kaynağı olmuştur. Karaada, Kargacık Bükü, Pabuç Burnu, Kargı Adası, Alakışla ve Çökertme Mavi Yolculuk'ta görülen ilk yerlerdir. Küçük Çatı, Büyük Çatı, Yedi Adalar, Longöz, Değirmen Bükü, Karacasöğüt gibi denizi berrak ve ağaçlıklı koylar Mavi Yolculuğun önemli duraklarıdır. Doğal güzelliklerin yanı sıra Sedir Adası, Keramos Antik Kenti, Yedi Adalar gibi tarihsel mekanlarda ziyaret edilmektedir. Gruplar oluşturularak yapılan bu yolculuğa 7-10 gün ayırmak gerekmektedir.

Plajlar

Güvercinlik : Bodrum'a 25 km. uzaklıkta, yeşil ve mavinin iç içe geçtiği harika güzelliğe sahip bir koydur. Güvercinlik bu doğal ve doyumsuz güzelliği yanında, karşısında bulunan Salih Adası ile de ilgi çekmektedir.
Torba : Bodrum'a 5 km. uzaklıkta sakin bir köydür. Çam ve zeytin ağaçlarının yeşilliği ile pırıl pırıl bir denizin kaynaştığı şirin ve hareketli bir koy olan Torba'dan Didim, Milet ve Priene'ye tekne turları yapılmaktadır.
Gölköy : Bodrum'un 13 km. kuzeyinde bulunan Gölköy, çam, mandalina ve palmiye ağaçlarının serin bir denizle birleştiği doğa harikası yörelerimizden biridir.
Gündoğan : İnsan elinin az değdiği, güzelliğini en doğal biçimiyle hala korumakta olan Gündoğan Koyu, Bodrum'a 18 km. uzaklıkta olup mandalina bahçeleri ile ünlüdür.
Yalıkavak : Bodrum'a 18 km. uzaklıkta bulunan köy, yarımadanın kuzeybatısındadır. Yel değirmenleri, denizi, balığı ve narenciyesi ile ünlü olan Yalıkavak'ın bir diğer özelliği de en ünlü süngercilerin buradan çıkmasıdır.
Gümüşlük : Yarımadanın en eski yerleşim birimlerinden biridir. Bölgede Tavşan Adasını karaya bağlayan eski limanın kalıntılarını yer yer görebilmek mümkündür. Berrak denizi ve balığı ile ünlü olan Gümüşlük ayrıca flora yapısının zenginliği ile de dikkat çekicidir.
Kadıkalesi : Berrak bir deniz ve narenciye bahçeleri ile çevrili olan Kadıkalesi, Bodrum'a 23 km. uzaklıkta olup adını Helenistik dönem mimarisinin örneklerinden olan kale kalıntısından almıştır.
Turgutreis : Adını ünlü Türk denizcisi Amiral Turgut Reis'ten alan kasaba Bodrum'dan sonra yarımadanın en kalabalık yerleşim merkezidir. Gün batımının en güzel izlendiği yerlerden biri olan Turgut Reis mandalina bahçeleri ile ünlüdür.
Akyarlar : Nefis bir kumsala ve pırıl pırıl bir denize sahip olan koy, Bodrum'a 13 km. uzaklıktadır. Antik adı Arhialla olan Akyarlar, sörf için son derece uygun koşullara sahip olması ile dikkat çekici olmaktadır.
Bağla : Yarımadanın en güzel koy ve plajlarından birine sahip olan Bağla, kamp yapmaya oldukça elverişli olup Bodrum'a 14 km. uzaklıktadır.
Aspat : Yöresel türkülerde adı geçen Aspat'ın eski adı Aspartos'tur. Bağla'dan sonra deniz kıyısında yükselen bölgede, Klasik Çağ'dan günümüze dek gelen çeşitli uygarlıkların kalıntıları görülebilmektedir.
Ortakent : Mandalina bahçeleri ve ılık denizi ile ünlü olan Ortakent Bodrum'a 14 km. uzaklıkta olup Bodrum'daki köy yaşamını gözlemlemek için en uygun noktalardan biridir.
Bitez : Bodrum'a 10 km. uzaklıkta bulunan Bitez, köyle deniz arasındaki araziyi kaplayan mandalina bahçeleri ile maviyle yeşilin birleştiği en güzel köşelerden biridir.
Karaada : Bodrum'a yaklaşık 6 km. mesafede bulunan Karaada, şifalı sıcak suyu ile ünlüdür. Doğal bir mağaradan çıkan bu suyun ve mağaradaki çamurun çeşitli rahatsızlıklar üzerinde etkisi olduğu söylenmektedir.
Ada Boğazı (Akvaryum) : Suyun berraklığı nedeniyle Akvaryum adıyla adlandırılmaktadır. İç adanın açıklarında 30 m'ye kadar derinliği olan deniz tabanı çıplak gözle görülebilmektedir.

Geleneksel Bodrum Evleri

Geleneksel Bodrum mimarisinin ortak özellikleri, penceresiz giriş katları, ikinci katta kapıları, içeriye çekme merdiven ya da köprülerle girilmesidir. Yasayla koruma altına alınan bu evlerin, merkezde, Ortakent'te, Gümüşlük'ün üstünde Kocakaya köyünde yoğun olarak gözlemlenebilir. Buraya yerleşen sanatçı, edebiyatçı gibi şahsiyetlerin restore ederek Bodrum'a kazandırdıkları evler önemli çekim değeri yaratmaktadır.

Müzeler

Bodrum Sualtı Arekoloji Müzesi

Bugün kendi türünde dünyanın en önemli ve büyük müzelerinden biridir. 1960'larda başlayan kazılar sonucu elde edilen eserler Bodrum Kale'si içinde yer alan bu müzede sergilenmektedir. Müzede, Doğu Akdeniz amphoraları koleksiyonunu, Bodrum yakınlarındaki batıkların üzerinde yapılan araştırmalar sonucu elde edilen bulgular burada sergilenmektedir. Belli başlı batıklar ise Yassıada, Şeytan Deresi, Serçe Limanı batıklarıdır. Dünyanın en eski batık gemi kalıntısı da görülmeye değer bir eserdir.

Bodrum Kalesi Tel: +90 252 3161095
Ziyaretçi Saatleri: 10:00-12:00 ile 14:00-18:00
Ziyaretçi Günleri: Pazartesi hariç her gün.

Mausoleion Açık Hava Müzesi

Karya Kralı Mansolosiun mezarı olduğu için onun adıyla anılır. Karısı aynı zamanda kız kardeşi olan Kraliçe II Artemisia tarafından dönemin ünlü mimarlarına yaptırılmıştır. Büyük Anadolu depremiyle neredeyse tamamen yıkılan ve dünyanın 7 harikasından biri olarak anılan bu anıt mezarın yerinde bugün küçük bir müze bulunmaktadır. Günümüz kullanılan 'Mozele' sözcüğü kral Mausolos'un adından gelmektedir. Mausoleion'a ait taşların pek çoğu Bodrum Kale'sinin yapımında kullanılmış, röliyefli güzel parçaları ise XIX yy. yaptıkları kazı sırasında İngilizler tarafından British Museum'a götürülmüştür.

Ne Yenir?

Yoğurttan yapılan Köpoğlu mezesi, kabak çiçeği dolması, bergamot reçeli, adaçayı yağı yöreye özgü yemeklerdir.

Ne Alınır?

Bodrum'da el sanatları çok gelişmiştir Bodrum'da üretilen, deri giysiler, dokumalar, boncuk, gümüş takılar, iğne oyaları, dekoratif malzemeler daha pek çok şeyi İskele Meydanı'ndan Halikarnas Disko'ya kadar olan geniş cadde üzerindeki satış yerlerinde bulunabilir. Bodrum sandaletleri dünyaca tanınmaktadır.

Bodrum pazarları ayrı bir alış-veriş imkanı yaratmaktadır. Bodrum ve çevresinde haftanın altı günü iğneden ipliğe, sebze meyveden kuruyemişe kadar her türlü alışverişin yapıldığı pazarlar kurulur. Yüzde yüz el dokuması Milas kumaşları ile bunlardan yapılmış örtü ve perdeler, el boyaması batik işi giysi ve dekoratif dokumalar bu pazarlarda satılmaktadır.

Bunları yapmadan dönmeyin

Bodrum Kalesi'ni ve Sualtı Müzesi'ni görmeden

Salı Pazarına gitmeden

Günlük motor gezilerine katılmadan

Kısa da olsa Mavi Yolculuk yapmadan

Antik Tiyatro'dan Bodrum'u seyretmeden

Bodrum Barlarına uğramadan

Gümüşlük'te balık yemeden

Bodrum usulü su böreği yemeden

Acı ot kavurması, kabak çiçeği dolması yemeden

Bodrum boncuğu, batik dokuması almadan

22 Ağustos 2010 Pazar

Belek Antalya


Belek Antalya’nın 40 kilometre uzağındadır. Yıllar önce Antalya ile birlikte anılan Belek, zamanla Antalya’dan farklı bir tatil bölgesi olarak anılmaya başlamıştır. Modern otelleri, alış veriş olanakları, bir yanda güzel yemekler yiyip bir yandan da bulunduğunuz mekanlardan keyif alabileceğiniz restoranları... ve özellikle dünya standartlarında olan golf tesisleriyle doğa ile sporu, tarih ile dinlenmeyi bir arada sunan bir tatil bölgemizdir.



BELEK’İ KEŞFET

Aspendos: Aspendos genellikle Antalya ile birlikte anılan bir yerdir. Ancak Aspendos Belek’e oldukça yakın olduğu için uğramadan dönmemeniz gereken yerler arasında yer alıyor.

Aspendos, İ.S. 2. yüzyılın sonlarına doğru mimar Zenon tarafından yapılmıştır. Antik tiyatronun akustiği hala çözülememiş sırlar arasında yere almaktadır. Ancak sır olarak kalan sadece bu yapının akustiği değildir, bunun dışında yapılışı adına bir çok efsaneler üretilmiş ve üretilen bu efsanelerin doğruluğu ve yanlışlığı hakkında kesin bilgiler yoktur. Bu yapının geçirmiş olduğu bir çok depreme rağmen hala ayakta kalması bir yana, tiyatronun yaklaşık 20 bin kişilik kapasiteye sahip olması bir yana, adına üretilen efsaneler bir yana... bu kadar özellikleri olan bir yer görmeye değmez mi?

Perge: Eğer Belek’te ilk olarak Aspendos’a ziyarette bulunursanız, Perge size oldukça küçük gelecektir. Ancak Grek döneminden kalma kuleleriyle ziyaretçilerin ilgi odağı olmuştur.

Kurşunlu Şelalesi: Çevresi ağaçlarla kaplı olan bir şelale düşünün, yeşil bir doğa mavi bir gökyüzü, beyaz köpükler... ve size eşlik edecek kuşların ve tabiatın sesi... hayal ettiğiniz yer Kurşunlu Şelalesi... Burada piknik yapabilir, alabalık yiyebilir ve gizli olan mağaralarda ufak bir doğa keşfine çıkabilirsiniz.

Belek’te golf oynanır

Belek ufak bir tatil merkezi olmasına rağmen adını duyurmuş bir beldemizdir. Bunun en büyük nedeni ise doğa ile iç içe spor yapma olanağı sunan Türkiye’nin en büyük golf alanlarının bu bölgede bulunmasıdır.

Golf ün tarihi oldukça eskilere dayanır. Bu spor uzaktan bakıldığı zaman rutin bir spormuş havası verse de golf tutkunları için vazgeçilmez bir spordur. Golf oynarken, saatlerce atış yapmak ve topunuzun peşinden yürümeniz gerekir ve bu da vücudunuzu oldukça hareket ettirmenizi sağlar, bunun yanı sıra beyninizi de çalıştırmanız, topa ve oyuna oldukça iyi adapte olmanız gerekmektedir.

Belek’te bulunan golf sahalarında golf oynayabilir ya da burada bulunan öğretmenlerden golf dersleri alabilirsiniz. Ancak bu sporun oldukça pahalı bir spor olduğunu hatırlamadan da geçmeyelim.

TADINA BAK

Belek’in güzel bir deniz bölgesi olmasından dolayı bu bölgede ilk tercihiniz, deniz manzarasına karşı balık yemek olacaktır. Balık ve deniz ürünlerinin dışında, Belek’te karpuz, bergamut ve turunç reçellerini deneyebilir ve evinize dönerken bir kavanoz reçel satın alabilirsiniz.

Antalya özgü olan bir çok yemeğin, Belek’te tadına bakabilirsiniz. Bunların başında Antalya Piyazı, tahin ve limon suyundan yapılan Hibeş ve yoğurt, et, nohuttan yapılan Kulak Çorbası’nı deneyebilirsiniz.

SATIN AL

Belek’te alışveriş yapmak için çeşitli seçekleriniz var. Son yıllarda oldukça gelişmiş bir tatil beldesi olmasının en büyük getirilerinden bir tanesi bir çok yerde açılan alışveriş mekanlarıdır. Buralarda bir çok ürünü bir arada bulabilirsiniz. Ancak yöreye özgü birşeyler satın almak isterseniz, size halk pazarlarını önermemiz gerekecek, bu pazarlarda yiyecekten el ürünlerine, değişik objelerden halılara ve kilimlere kadar bir çok şeyi bulabilirsiniz.

Gez: Perge’yi gez.
Gör: Kurşunlu Şelalesi’ni gör.
Dene: Golf oynamayı dene.
Tadına bak: Yöreye özgü reçellerin tadına bak.
Hayran kal: Aspendos’a hayran kal.

About me

Şarkı Sitesi